30 Eylül 2011 Cuma

Halının Tarihsel Gelişimi


İnsanoğlu doğanın dış etkilerinden korunmak, örtünmek, yaşadığı ortamın koşullarına kolaylık getirmek gibi basit ev eşyası gereksinimlerini, tarihin kuşkusuz en eski sanatlarından olan el sanatları ile sağlamıştır.
Doğanın kaynaklarını el becerisi, kişisel yetenek, sanatçı his ve düşünceleriyle amacına uygun ürünlerde yararlı duruma çeviren insanoğlu, bu ürünlerinin güzel ve dekoratif görünmesini, ruhsal durumunu, ailesini, sevgilisini, yaşam biçimini kısaca yöresel geleneğini kendine özgü ince zevk, desen ve biçim ahengi, motif ve renkleriyle işleyerek el sanatında geleneğini belirlenmiş ve toplumunu yönlendirebilecek bir ekol oluşturmuştur. Vazgeçilmeyen bu el sanatı ile kendine, çevresine veya toplumuna yararlı olacak ürünü hazırlarken de kültürünü de yaratmıştır. Bu kültür insanların gerek bireysel yaşamında gerek göçebe ve boylar halinde yaşadıkları devirlerde, gerekse devlet ve imparatorluklarla egemen oldukları topraklarda insanlarla beraber yaşamış ve bu sanat onun vazgeçilmeyen bir parçası olmuştur.
İlk dönemin taşınabilir mekanları çadırlarında, post benzeri at örtüsü olarak yaklaşık 3000 yıldır temel yapısı değişmeyen günümüze kadar önemini koruyan ve saklayan bu halı sanatı yüzey bölümlerindeki genel plan, ilme atkı ve çözgülerinde kullanılan (Yurdakul 2000) ve genellikle yün kıl, ipek ve yapay elyaftan dokunmuş çoğu zaman zengin desenli ve zengin renkli bir yere yaygı olarak bilinir. Ama, bugünkü modern mobilyanın yer almadığı eski ev kültürümüzde divan ve sedir gibi geleneksel eşya üzerine de sarılmış, duvara da asılmıştır. Anadolu ve Kafkasya’nın çeşitli yerlerinde, soydaşlarımızın yaşadıkları, Orta Asya ülkelerinde hala da öyle yapılır. Eskisinin değerlisi, hatta batıdaki varlıklı evlerden kimisinin de iç mekanının, bir gün bile duvarını süsler. Fakat her gün gördüğümüz için ola ki kanıksadığımız halı, sözü geçen üç niteliği, kullanım eşyası, süsleyici eşya ve sanat ürünü olmak niteliklerini yapısında başarıyla birleştirmiş ender buluşlardan biridir. Örneğin; özgün bir yağlıboya resmi duvara asar, bir heykel yada benzer sanat eserini yakıştıkları yere koyar fakat bunları ancak seyredebiliriz. Bunlar bazen bozulabilir, düşüp kırılabilir, çizilebilir. Yani halı gibi dayanıklı değildirler.

14 Eylül 2011 Çarşamba

Halı Tasarımında Ölçülendirme


Halı tasarımında ölçülendirmenin yapılması, başka bir deyişle tasarımda kullanılacak bağlantıların motifsiz olarak belirlenmesi, doğru bir bağlantı planının halı yüzeyine dağılımını sağlamakta ve yanılgı payını azaltmaktır. Daha sonra tasarımı yapılacak halının planında yerleri belirlenen motifler eskiz kağıdına çizilerek kareli kağıda aktarılır ve kareli kağıt üzerinde motif özellikleri bozulmayacak biçimde kareleme işlemi yapılır.

Halıda renk de desen ile birlikte halının bütününü oluşturan özeliklerden biridir. Geleneksel halı üretiminde yörelere göre kalıplaşmış belirli renk grupları vardır. Bu renkler değişmez nitelikleriyle yöre halılarına egemendir. Eğer geleneksel bir halı tasarımı yapılacaksa, yöreye özgü motif ve kompozisyon şemasının yanı sıra kalıplaşmış olan bu renk gruplarının kullanılması daha doğru olacaktır. Yapılan bir halı tasarımında, ürünün algılanması bakımından öncelikli etkiye sahip olan motif ve renk unsurlarının müşteri talebine veya kullanım alanına göre değiştirilmesi, özünden uzaklaşmış ve geleneksel etkisini kaybederek yozlaşmış ürünleri karşımıza çıkarmaktadır. Bu sebeple ticari açıdan özellikle geleneksel üretimlerin yapıldığı firmalarda tasarımların, bu alanda eğitim almış tasarımcılar tarafından yapılması daha özgün örneklerle yöre halıcılığının yaşatılmasına katkı sağlayacaktır.
"Yuntdağ ve Kozak yörelerinde halıda kullanılan motiflere yanış, nanış, nakış, halı modeli denilmektedir. Yörede halılar ezbere veya önceden dokunmuş örneklere bakılarak dokunmaktadır. Halı kağıdına desen çizme geleneği bulunmayan yörede, 1980'li yıllardan bu yana DOBAG projesi56 ve tüccarlara sipariş halı dokuyanlar desen kağıdı kullanmaktadır. Kompozisyon özellikleri açısından Yuntdağ ve Kozak yörelerinde halıların bölümleri yerel olarak farklı adlarla karşılanmaktadır. Buna göre bir halıda, dıştan içe doğru, yöresel deyimlerle, boncuk suyu, kıyı suyu, ak su, koltuk ve
57
göbek (halının içi) bölümleri yer almaktadır..." "Kozak yöresinde ise bir halıda, halkın deyimiyle dıştan içe doğru kilimlik, gıyı suyu (dar su), ak su
58
(geniş su) ve orta yeri (zemin) bölümleri yer almaktadır." "Yuntdağ ve çevresinde halının en dış bordürü, zeminde kullanılan renge göre ak su adıyla, bazen de geniş su, aykırı su, bıçaklı su, zeki su adlarıyla tanınmaktadır.Halının köşesine koltuk denilmektedir ve koltuğun büyüklüğü de halının şekline göre değişmektedir. Halı zeminine halı içi veya göbek denilir. Kıyı suyu adı verilen ince bir bordürle çevrelenen halı içi genellikle mihrap veya göbekle süslenmektedir. Mihraplı halılarda mihrap tek veya çift yönlü olabilir. Kare veya dikdörtgen şekilli bu göbekler zeminin rengine göre sarıbaş göbek, yeşilbaş göbek gibi isimler alır. Mihrapsız halılarda zeminin küçük göbeklerle süslendiği örnekler de bulunmaktadır. Bu göbeklerden her birine tabaka adı verilmektedir. Yuntdağ yöresinde en çok namazlık halısı, köşe yaygısı, yastık halısı, minder halısı, heybe halısı, testilik (arheleç) ve yer halısı dokunmaktadır. Eski örnekleri namazlık halısı tipinde olan Yuntdağ halıları günümüzde seccade olarak tanınmaktadır ve genelde tek veya çift mihraplıdır. Yörede köşe yaygısı olarak adlandırılan halılar seccadelerden biraz daha küçük boyutlardadır ve büyük halıların kapatmadığı alanlara sermek üzere dokunur. Yastık ve minder halılarına ise nadir rastlanmaktadır. Yuntdağ yöresinde seccadeden daha büyük halılara desen ve boyut özelliklerine bakılmaksızın yer halısı denilmektedir." 59
Bu çalışmada halının görsel açıdan özellikleri ifade edilirken, yöre halkının kullanmış olduğu terminolojinin dışında, bilimsel çalışmalarda daha çok kullanılan terimler tercih edilmiştir. Bu sebeple Bergama ve çevresinde yerel olarak kullanıldığı kaynaklardan öğrenilen göbek, orta yeri, halı içi gibi terimlerin yerine zemin; ak su, geniş su, aykırı su, bıçaklı su gibi terimlerin yerine bordür ve boncuk suyu, kıyı suyu gibi terimlerin yerine de sedef terimleri kullanılmıştır. Ayrıca "Bergama Halılarının Tasarım Özellikleri" başlığı altında Bergama halılarına ait kaynaklarda yer alan,

12 Eylül 2011 Pazartesi

19. Yüzyıl Cami Halısı Tasarımı


19. yüzyıldan itibaren batılı şirketlerin Anadolu'da halı dokutturduğu yıllardan itibaren ticari açıdan boyutları göz önünde bulundurularak, Taban halısı, kelle halısı, karyola halısı, somya halısı, yolluk, çeyrek halı, minder gibi halı tipleri yaygınlaşmıştır.

Geleneksel halı sanatının günümüz üretimine aktarılmasında, özgün tasarıma alt yapı oluşturacak özelliklerin sınırlarının iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bir halı tasarımı yaparken, halının genel karakterinin yöre özelliklerine göre belirlenmesi, düğüm sıklığının ve hav yüksekliğinin tespit edilmesi, çalışılacak yöreye özgü halıların kompozisyon şemalarının ve motiflerin özümsenmesi ve kullanılacak malzeme seçimi büyük önem taşımaktadır.
Geleneksel bir halı tasarımında öncelikle halı tipine uygun olarak hazırlanmış özel kareli kağıtların kullanılması belirlenen düğüm sıklığındaki kaliteyi sağlamak amacıyla tasarımcıya yarar sağlamaktadır. 40 x 40 dm2, 60 x 60 dm2 gibi kalitedeki halı tasarımları için Hereke tipi halı kağıdı, 25 x 35 dm2, 18 x 24 dm2 gibi kalitedeki halı tasarımları için ise Isparta tipi halı kağıdı kullanılmalıdır.
Tasarımı yapılacak yöre halısının karakterini belirlerken değişik dönemlere ait örneklerde kullanılmış motif ve renk karakterleri incelenmeli, dolayısıyla eldeki belgeye sadık kalarak motiflerin bozulmadan aktarılması sağlanmalıdır. Bu aktarım yapılırken motiflerin kullanıldıkları dönemlere dikkat edilerek aynı dönem motiflerinin birlikte kullanılması yapılacak olan yeni bir tasarımda geleneksel ifadenin taşınmasını sağlayacaktır.

"Tasarımda sentezleme en önemli konudur. Tasarımı yapılacak bir yörenin halı örnekleri analiz edildiğinde ve ayrıntıları yok edilerek yalınlaştırıldığında, tasarım için çok önemli olan biçim ve kurgu ile onu oluşturan elemanlar görülmektedir. Bunlar, yüzeyin düzenlenmesini sağlayan temel geometrik kurgu ve bu düzene göre yerini almış olan biçimlerin ve renklerin organizasyonudur."55 Dolayısıyla, tasarımda kullanılacak motiflerin belirlenmesinin ardından, tasarımı yapılacak yöre halılarına ait kompozisyon şemalarının çıkarılması, geleneksel bir halı tasarımı yapmada tasarımcıya referans oluşturacak bir diğer kaynaktır. Bir yöreye ait birden fazla kompozisyon şeması tespit edilebilir ve benzer örnekler kendi içinde gruplandırılabilir. Böylece tasarımcı istediği şema üzerinde tasarımını şekillendirebilir.

İkra Cami Halısı



İkra Halı bir çok halı sitesinden farklı olarak sizlere bir çok alternatif sunmaktadır. Müşterilerine elinden gelen desteği ve yardımı gösteren ikra halı sizler için cami halısı ve diğer bağlamda otel halısı ve yurt halısı satışı yapmaktadır. Müşterilerine verdiği güveni tam 1903 yılından bu yana yün halı üretiminde sizlere duyulan ihtiyaç ile müşterilerini en kaliteli biçimde ve en kaliteli şekilde hizmet sektöründe Allah'ın evleri olan camilerimizi donatan turistlerin uğrak yeri olan otellerimizi öğrencilerimizin okuyup bu millete büyük adamlar olarak yetiştiği yurtlarımızı yaklaşık 108 yıldır bu işi yapmaktadır. Tabii ki bu sektördeki ilk adamlardan bir tanesidir. En kaliteli yün'den cami halısı yaparak yün cami halısı sektöründe bir numara olan ikra halı müşterilerine sağlıklı ve güven içerisinde halılarını sunmaya çalışmaktadır.

Daima en kaliteli ve en sağlıklı halıların sizlere ulaştığı ikra halı sektöründe bir çok yeniliğe de imza atmıştır. Bunlardan en iyileri ise alev almazlık, toz kaldırmazlık, elektriklenmezlik gibi bir çok özelliği içerisinde barındıran bir sektörel halı firması olan ikra halı sizler için en kaliteli ve en sağlıklı halıları ürettiğini idda etmiyor. Çünkü bu işi yapmasındaki tek amaç sizlere hizmeti en iyi şekilde nasıl ulaştıracağını düşünerek sizlere en kaliteli bir şekilde hizmet sunmaktır.

İkra Halı bünyesinde 3 ana bölümde halı sunmaktadır. Cami Halısı, Otel Halısı ve Yurt Halısı bu tip şeylerde en kaliteli ve en sağlıklı biçimde sizlere bir şekilde sunan ayrıca müşterilerine %100 müşteri memnuniyeti veren firma sayesinde en kaliteli halıları sunmaktadır.

10 Eylül 2011 Cumartesi

Geleneğe Dayalı Cami Halısı Tasarımı


Geleneğe dayalı tasarım anlayışıyla üretilmiş yöresel halıların görsel özellikleri, farklı terimlerle ifade edilmektedir. Buna göre uzun kenarlarda yer alan bordürlere, dokuma merkezine göre değişmekle birlikte su, kenar veya ayak denir. Dar kenarlardaki dikdörtgen çerçevelere sandık, ayetlik gibi isimler verilir. Bir halıda dıştan içe doğru dar su,  geniş su,

ayetlik (sandık), köşe, göbek bölümleri yer alır. Bu bölümlerden her biri dokunduğu yöreye özgü farklı desenlerle süslenir. (şema 1)

Anadolu halılarında en çok rastlanan halı tipleri kullanım alanlarına göre
namazlağı, namazlık halısı, seccade, yastık, duvar halısı, sedir halısı, çift halı, döşek
halısı, heybe, torba, eğer örtüsü ve at çulu olarak adlandırılan halılardır.
"Namazlık halısı; Üzerinde namaz kılmak için dokunur. Kullanılmadığı zamanlarda, toplanıp, bir yerde saklanır. Genellikle bir insanın namaz kılabileceği ölçülerdedir. Genellikle 100 x 50-60 cm. ölçülerindedir. Diğer halılardan farklı olarak, namaz kılınacak yöne sembolik bir mihrap yapılır. Bazen mihrabın altında ve üstünde birer dikdörtgen çerçeve bulunur. Bunlara Ege bölgesinde ayetlik, Orta Anadolu bölgesinde sandık denilir.

Seccade halısı; Günümüzde namazlık halısından büyük, kelle halısından daha küçük, büyük halıların yetmediği yerleri doldurmak için dokunmuş her halıya seccade denir. Genellikle 2 m.2'ye yakın ölçülerde dokunur. Desen açısından diğer halılara benzer, mihrap nişi yoktur.

Yastık halısı; İnsanların otururken sırtını duvara dayaması için dokunur. İçlerinde 60-70 x 30-40 cm. ölçülerinde örnekler mevcuttur. 19.-20yüzyıldan kalanlar 90-100 x 40-50 cm. boyutlarındadır. Günümüzde hala kullanılmaktadır. Bir odayı dolduracak sayıdaki yastıklara takım yastık denir.

Duvar halısı; Duvarı süslemek, duvardan gelecek nem ve soğuğu önlemek üzere dokunmuş halılara duvar halısı denir. Duvar halısı dokuma Anadolu'da bir gelenektir. Desenleri yörelere göre değişir. Boyutları evin ölçülerine göre ayarlanır. Çoğunlukla göbeklidir. Halk arasında buna göbek, top, tabaka gibi isimler verilir. Halılar top, tabaka sayısına göre isim alırlar. Altı tabakalı, sekiz göbekli gibi.

Sedir halısı; Eski evlerde pencere önlerine, bazen de odanın iki uzun kenarına yapılan, halkın sedir, divan, seki, makat gibi isimlerle adlandırdığı, yerden yaklaşık 25-30 cm. yükseklikteki bölümlerin üzerine serilir. Halılar genellikle dar enli ve uzun boyludur. Yaklaşık 4-4,5 m. Boyunda, 80-90 cm. enindedir.

Taban halısı; Büyük boy halılara verilen addır. Genellikle 6 m2 ve daha büyük dokunur. Tek parça halindedir. Büyük mekanlara sermek için kullanılır.

Kelle halısı; Taban halılarının bir boy kü5ç4üğüdür. Yaklaşık 4 m2 ile 6 m2 arasında değişir. Genellikle tek kullanılır."

8 Eylül 2011 Perşembe

Örnek Halı


           "Yakın tarihe bakıldığında; Türkiye'de, sanayi devrimi ve bazı etmenler sonucu, geleneksel üretimin biçiminin değişime uğradığı, yeni teknikler uygulayan üretim birimlerinin oluştuğu, bu birbirinden değişik ortamların da geleneksel üretim türlerini etkilediği dikkati çekmektedir. Ayırıcı bir gözle bakıldığında, söz konusu etkinin 19.yüzyılın son çeyreğinden itibaren halılarda hazır desen, boyama malzemesi ve boyama türü, dokuma malzemesi ve hazırlığı, makine üretimi gibi çok değişik şekilde yansıdığı görülmektedir. 19.yüzyıl öncesinde doğal boyarmaddelerle, sınırlı renklerde boyanmış ipliklerle dokunan halılar, yeni buluşlarla geliştirilen
yapay boyarmaddelerle boyanan ipliklerle üretilmeye, kağıda hazırlanmış desen geleneği olmayan Türk halıcılığında kağıt üzerine desen uygulamasına başlanmıştır. Makine ipliği ve yapay boyarmaddeler kullanıma sunulmadan önce, el emeği ile iğ, kirman gibi araçlarla hazırlanan yün iplikler, cehri, boyalık otu, ceviz, palamut gibi sayısı yüzleri bulan boya bitkileri ile boyanıp, halı dokumada kullanılırken, Türkiye'de halıcılık geleneğinde, hammadde hazırlık aşamasında, yüzyılların deneyimi ile oluşmuş geleneksel değerler bulunmaktaydı. Yine tasarımcı anlayışı ile desen hazırlama geleneği olmayan bölgesel halı üretiminde, ülke genelinde, çeyizlik halı geleneğinin ürünü olarak, toplumun ortak değerleri ile olgunlaşıp gelişen zengin bir koleksiyon ortaya çıkmış ve bu anlamda üretilen halı örneklerinden, kızgördes, kızbergama, kömürcükula gibi her yörenin kendine özgü halı tipleri oluşmuştur. Bazı yörelerde dokunan halılarda kullanılan desenler, Taşpınar örnek halısında olduğu gibi örnek halı denilen bir halıda toplanmıştır.

6 Eylül 2011 Salı

Türkiye'deki Halılar



"Yakın tarihe bakıldığında; Türkiye'de, sanayi devrimi ve bazı etmenler sonucu, geleneksel üretimin biçiminin değişime uğradığı, yeni teknikler uygulayan üretim birimlerinin oluştuğu, bu birbirinden değişik ortamların da geleneksel üretim türlerini etkilediği dikkati çekmektedir. Ayırıcı bir gözle bakıldığında, söz konusu etkinin 19.yüzyılın son çeyreğinden itibaren halılarda hazır desen, boyama malzemesi ve boyama türü, dokuma malzemesi ve hazırlığı, makine üretimi gibi çok değişik şekilde yansıdığı görülmektedir. 19.yüzyıl öncesinde doğal boyarmaddelerle, sınırlı renklerde boyanmış ipliklerle dokunan halılar, yeni buluşlarla geliştirilen
"Yakın tarihe bakıldığında; Türkiye'de, sanayi devrimi ve bazı etmenler sonucu, geleneksel üretimin biçiminin değişime uğradığı, yeni teknikler uygulayan üretim birimlerinin oluştuğu, bu birbirinden değişik ortamların da geleneksel üretim türlerini etkilediği dikkati çekmektedir. Ayırıcı bir gözle bakıldığında, söz konusu etkinin 19.yüzyılın son çeyreğinden itibaren halılarda hazır desen, boyama malzemesi ve boyama türü, dokuma malzemesi ve hazırlığı, makine üretimi gibi çok değişik şekilde yansıdığı görülmektedir. 19.yüzyıl öncesinde doğal boyarmaddelerle, sınırlı renklerde boyanmış ipliklerle dokunan halılar, yeni buluşlarla geliştirilen

4 Eylül 2011 Pazar

Halıda Endüstri Devrimi


Endüstri devrimi ile başlayan makine üretimine kadar olan çağda, insanoğlunun günlük yaşamı için gerekli olan ve insan için tasarlanan geleneksel ürünler el emeği ile üretiliyordu. Bu bakımdan genel olarak el emeği üretimler bir toplumun tarihini belirleyici bir unsur olabildiği gibi, yaşayış ve inançlarını, ekonomik ve toplumsal yapısını, topluma ait her türlü yaptırımları ve estetik anlayışı ortaya koyan ulusal kültür unsurlarıdır.50 Bu ürünler ister kişisel gereksinimi için, ister pazara yönelik üretim amaçlı olsun, üretimin ortak özelliği yapım tekniklerinin ve ortaya çıkan ürünlerin çok benzer oluşudur.51 Buna karşılık üretimde yoğun olarak makinelerin kullanılması, endüstri döneminin büyük gerçeğidir. O halde yapılacak şey, makineye insanı ve insansallığı katmaktır. Böylece insan, bir sanatçı, özgür bir tasarımcı kimliği ile endüstri üretimine katılır. Bu düşünceden hareketle 1919 yılında, Almanya'da, Weimar'da, mimar Walter Gropius'un öncülüğünde Bauhaus kurulur. Bu, sanat akademisi ile uygulamalı sanat okulunun bütünleşmesinden doğan, o güne kadar benzeri olmayan, özgün bir sanat eğitim kurumudur. Sanat akademilerinin estetik bir amaçla çalışmalarına karşılık, uygulamalı sanat okulları, dekoratif ve işlevsel ağırlıklı kurumlardır. Bauhaus, bu iki farklı amaçlı kurumu yeni bir değerler düzeyinde bütünleştirmek ister. Bu yeni değerler düzeyi, estetik olma ve işlevsel olma değerlerinin bütünlüğüdür... Bauhaus'un başlattığı bu devrim hareketi, çok kısa sürede klasik estetik kurallarını yıkarak onların yerine yaşama dayalı yeni bir estetik geliştirir. Bu yeni anlayışın temelinde endüstri ile sanatın ve faydalı ile güzelin bütünleştirilmesi yatmaktadır. Böyle bir anlayıştan "endüstri tasarım -teorisi" ortaya çıkar.52

2 Eylül 2011 Cuma

Tasarım ve Halı Tasarımı


Tasarım kelimesi, Türkçeye "dizayn" olarak yerleşmiş İngilizcedeki "design" kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Latinceden gelen Design kelimesinin sözlük anlamı, bir plan ya da eskizi yapmak üzere zihinde canlandırmak; biçim vermek ya da üretilmek üzere zihinde canlandırılan bir plan ya da bir şeydir. Dizayn kelimesi Türkçede, tasarı, tasarım veya tasarlama gibi sözcüklerle karşılanmakla birlikte anlam olarak daha fazlasını içermektedir. Ayrıca dizayn, bir çizim veya model olarak akılda tutulan ya da ortaya konulan geliştirilmiş bir plan veya tasarı da olabilir. Dizayn, bir fikri sanat yönünden veya sistem yönünden ifade etmek ya da o fikri somut olarak boyutlandırabilecek şekilde ifade etmektir. Latince karşıladığı kavramlar arasına tasarlama, planlama, eskizler yapma, biçimlendirme ve kurgulama gibi değişik anlamlar da girdiğinden, dizayn kelimesini

            içerik bakımından tanımlamak daha güçleşmektedir. Tasarlama, genelde insanın hazır olarak bulduğu doğa varlığına, insanın kendi manevi varlığını katması demektir. Platona göre ise; sanatçının ve el işçisinin ortaya koyduğu ürünler, ister plastik ürünler, ister edebiyat ürünleri, ister el becerisine dayalı ürünler ve isterse endüstri ürünleri olsunlar, duyuların hakim olduğu bir dünyaya duygu ve düşüncelerin aktarılmasıyla meydana gelirler. İnsanın duygu ve düşüncelerini maddi bir varlığa, taşa, toprağa, sese, boyaya aktarmasıyla meydana gelen, ancak doğa dünyasında var olmayan tüm sanat ve zanaat yapıtları tasarlanmış ürünlerdir.
Bütün bu karmaşık yapısına rağmen Türkçe karşılığıyla tasarım; önce düşüncede var olan bir tasavvurdur. Bu tasavvur biçim (form) verme dinamiği içermekte ve bu oluşum süreci içinde biçim kazanmış bir düşünce olarak somutlaşmaktadır. Buna göre, her tasarım olgusunda bir düşünce ve tasarımlanmış bir nesne bulunmaktadır. Tasarım, kendini bilgi, etik, estetik, teknik kategoriler içinde gösterebilir. Etik değerlere göre tasarımlanmış bir obje, tasarımsal, ama aynı zamanda bireysel bir varlıktır.44

Tasarlama, manevi varlıkla, manevi varlığa karşıt olan madde dünyası arasında meydana gelen özgün bir olaydır. Bu olayda insan, maddeye manevi varlığını, duygu, düşünce ve hayal gücünü katarak, maddeyi manevileştirmektedir. Böyle bir manevileştirme, biçim (form) verme anlamına gelmektedir. Estetik olan bir şeyi, bu bir sanat yapıtı olabilir, bir endüstri ürünü olabilir, estetik yapan niteliklerin başında biçim gelmektedir. Biçim her şeyden önce, biçimle ilgi kuran bir kişinin onu algılamasıyla ilgilidir. Bir ürüne biçim vermek, bir sanat yapıtında olduğu gibi biçim elemanlarıyla gerçekleştirilmektedir. Bu biçim elemanları, o ürüne özgü form, formun uygulandığı malzeme ve ürünün rengidir.

Biçim elemanlarıyla görünüm kazanmış olan ürün bir düzeni göstermektedir. Bu ürünün düzeni, biçim elemanları ve onların düzen nitelikleriyle belirlenmekte ve bunun sonucu olarak da biçim kolayca kavranmaktadır. Biçim elemanlarının uygun bir sentezinden meydana gelen düzen, bir takım genel ilkelere dayanmaktadır. Bunlar; Yatay ve dikey ilgiler çerçevesi, simetri ve ritm'dir.
Biçim malzeme ile şekillendirilmek zorundadır ve kullanılan malzeme formunun da bir fonksiyonu ve amacı vardır. Biçimi, sadece kullanılan malzemenin fiziksel yapısı belirlemez. Malzemeyi işlerken kullanılan alet ve makineler, insanın işe karışma derecesi, üretimin genel, sosyal ve ekonomik şartları gibi sınırları da içene alan işçilik ve üretilen eserin fonksiyonu da önemli bir faktördür.
Halı, tezgah adı verilen düzenekte, çeşitli aletlerle ve üç farklı iplik (çözgü, atkı, düğüm iplikleri) sistemiyle el emeği yoğun üretilen bir ürün olarak tanımlanabilir. Bu ürüne halı özelliğini kazandıran düğüm ipliklerinin oluşturduğu havlı yüzeydir ve bu özelliğinden dolayı halı, diğer dokuma türlerinden ayrılmaktadır. Bu ürünler genellikle mekan için kullanıldığı gibi, geleneksel yaşamda, seccade, heybe, yastık, minder, yük çuvalı v.b. gibi günlük kullanım eşyası da olmuştur.

Halının genel yapısını, halının iskeleti de diyebileceğimiz, çözgü ve atkı iplikleri oluşturmaktadır. Halı dokumada kullanılan düğüm iplikleri ise değişik renklerde olup bu renkli ipliklerin yüzeyde kullanılış biçimi bir tasarımı ifade etmektedir. Burada, kullanılan hammaddenin özelliği, halıda bırakılan hav yüksekliği, renkler ve halıyı dokuyan kişinin ustalık derecesi gibi faktörler, halının tasarım açısından algılanmasını sağlayan faktörler olarak sayılabilir.

19. yüzyıla gelinceye kadar Anadolu'da üretilen halılarda daha çok geleneğe dayalı gelişen bir tasarım anlayışının hakim olduğu görülmektedir. Ancak, saray için üretilen ürünlerin desenlerinin belirli bir tasarım anlayışıyla saray nakkaşhanesinde47 çalışan nakkaşlar tarafından hazırlandığı ve buna göre üretildikleri bilinmektedir. Bunun dışında halkın kendi ürettiği ürünlerde tasarım, gelenek ve göreneklere göre şekillenirdi. Kullanılan motifler ve bunların kullanıldığı bölümler örnek halı, ya da örneklik halı denilen bir halıda bulunur, yeni yapılacak halılar bu halılara ya da önceden dokunmuş başka bir halıya bakarak dokunurdu. Kareli kağıt üzerine çizilmiş halı desenleri ilk defa 19. yüzyılın sonlarından itibaren Batı Anadolu'da İngilizlerin halı dokutmaya başlamasıyla birlikte görülmektedir. Dolayısıyla bu döneme kadar kağıt üzerinde tasarım halk arasında bilinmemiş ve kullanılmamıştır.
"Kareli kağıtların kullanılmaya başlanmasıyla birlikte halıların genellikle /4'ü veya Vi'si tasarlanmıştır. Tasarım daha sonra rahat kullanılabilmesi için kartonlar üzerine yapıştırılmış ve dokuyuculara verilmiştir. Dokuyucu ise halının tamamını'lük veya Vi'lik tasarıma bakarak tamamlamaktadır. Halı kağıdının kullanımıyla
birlikte   halılar,   bütünde   mükemmel   simetride   tasarlanmış,   köşeleri özenli

düşünülmüş dokumalar olarak karşımıza çıkmaktadır."