25 Ağustos 2011 Perşembe

Bergama Hakkında Bilgi


îdari açıdan İzmir'e bağlı bir ilçe olan Bergama, Ege bölgesinin kuzeyinde, Bakırçay Havzasında kurulmuş eski bir uygarlık merkezidir. Bergama ilçesini kuzeydoğuda Turanlı bucağı, kuzeybatıda Kozak bucağı, batıda Dikili ilçesi, güneydoğuda Kınık ilçesi ve güneybatıda Zeytindağ bucağı çevrelemektedir. İzmir il merkezine uzaklığı 107 km. olan Bergama'nın, Merkez bucağı, Göçbeyli, Yukarıbey (Kozak), Dereköy, îsmailli, Zeytindağ olmak üzere 6 bucağı ve 116 köyü bulunmaktadır.1 2000 genel nüfus sayımına göre ilçenin toplam nüfusu 106536'dır. Bu nüfusun 52173'ü şehir merkezinde, 54363'ü köylerde yaşamaktadır.2
Bergama'nın, sahip olduğu bazı Neolitik buluntulardan3 tarih öncesinden beri insanların yaşadığı bir yer olduğu bilinmektedir. Bergama özellikle M.Ö. îkinci yüzyılda Toros Dağlarına kadar bir bölgede egemenliğini sürdüren ve kendi adıyla anılan Bergama Krallığı'nın merkezi olmuştur.
Uzun yıllar Bizans İmparatorluğu'nun egemenliğinde kalan Bergama'ya 1300'lü yılların başından itibaren yavaş yavaş Türkler yerleşmeye başlamıştır. Böylece kentin bir bölüm halkı Bizans İmparatorluğu'nun başka yerlerine göçmüş ve Bergama giderek terkedilmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti kurulduğunda Bergama idari açıdan henüz Bizans'ın elindedir; Türk topraklarına kesin olarak katılmamış olmasına rağmen, çevresindeki bölgeler Türk beylerinin egemenliğinde olduğundan, Bizans'ın güdümünden çok uzaktır. Tarihi kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Haçlı seferleri ile Bizans'ın Batı Anadolu'ya yeniden yerleştiği bir dönemin ardından Anadolu'da Beylikler Dönemi başladığında, Bergama önce Menteşe Beyliği tarafından ele geçirilir ve Menteşelilerin elinde çok az kalarak 14. yüzyılın ilk yıllarında (Karasi Beyliğinin kurulduğu 1306 yılından hemen sonra) Karasiler tarafından alınır. Karasi Beyliği idaresinde olan Bergama, Bergama emirinin ölümünden sonra (1341) Bergama Osmanlıların eline geçer. 16.y.y.'dan 19.y.y. ortalarına kadar olan bir dönemde Bergama'ya bağlı nahiyelerin farklı yönetimlere bağlanması sonucu bölgede idari açıdan bir bölünme görülmektedir. 1880 yılında yapılan yeni bir idari değişiklik ile İzmir'e bağlanan Bergama kazasının, Nefs-i Bergama (Merkez), Ilıca-ı Bergama (Turanlı), Nevahi-i Bergama (Kınık), Kiliseköy (Reşadiye - Zeytindağ), Ayazmend (Altınova), Kozak, Dikili, Çandarlı olmak üzere, idari bölünüşü Cumhuriyet dönemine kadar bazı değişiklikler dışında aynen korunmuştur. Cumhuriyet döneminde Bergama'ya bağlı bulunan yerlerin bazılarında sadece isim değişiklikleri yapılmış, ancak Bergama ve çevresi hep "Bergama" olarak anılmıştır.
Bergama ve çevresinde çoğunlukla konar-göçer yaşam tarzını benimsemiş yörükler yaşamaktadır. Dolayısıyla kaynaklardan edinilen bilgilere göre; 16. yüzyılda Bergama civarında Bayat, Kayı, Döğer, Dodurga, Avşar, Beğ-dili, Karkın, Bayındır, Salur, Eymür, Yüreğir, İğdir ve Kınık Yörükleri bulunmaktadır.4
1864 yılından itibaren Saruhan yönetimine bağlı bulunan oymakların ya yerleşmiş ya da yerleşmek üzere oldukları görülmektedir. Bu bölgede aşiretler genellikle Yunt Dağı ve Nif'e (Mustafa Kemal Paşa) yerleşmiş veya yerleştirilmişlerdir. 1864-73 yılları arasında yerleşmiş veya yerleşmek üzere olan oymakların sayısı ise 39'dur. 1858-64 yılları arasında Balıkesir bölgesinde (Edremit, Bergama) yaşayan aşiretler 40'a yakın yerde köy oluşturmak üzere iskân mahalleri kurmuşlardır. Karasi bölgesindeki aşiretlerin en ileri gelenleri Akçakoyunlu, Burhanlı, Caferli, Çepni, Hardal, Karakeçili, Kılaz, Kubaş, Söğütlü, Yaycı (Yağcı) Bedir aşiretleridir. Bunlar, köyler oluşturacak şekilde ayrılarak Karasi bölgesine yayılmışlardır. Karakeçili aşiretinin bir kısmı Saruhan ve Hüdavendigar vilayetleri ile diğer sakin oldukları yerlerde dağınık olarak iskân edilmişlerdir. Bütün bu aşiretler Edremit'in kuzeyinden doğusuna ve güney batısından doğuya doğru uzanan Musluk, Kazdağı, Atkayası, Hisardağı, Eybek Dağı yamaçlarında yurt tutmuşlardır.6 Buna göre Çepniler: Pınarköy, Yalnızev, Narlıca, Sarıdere, Büyükoba; Hardal: Hasanağa, Merdivenli; Dericili: Tekkedere, Çalıbahçe, Bahçedere, Öküzköy; Kağan: Katıralan, Kıtyayla, Uzunburun, Tilkitepe; Çaparlı: Örlemiş, Kızıltepe, Kilimalanı;
Karakocalı: Necikler; Yağcıbedir: Kocaoba, Kıroba, Samanlık, Yenice, Çağlan, Çakırlar, Yanıgöde; Kılaz: Mezarardı, Kıranlı, Çamoba, Durmuşlar; Harmanlı: Menemen tarafında; Karakeçili: Çaltıkoru'ya yerleşmişlerdir. Ayrıca 1864 yılından itibaren yerleştirilen yörük aşiretlerinin dışında, Bergama bölgesinde bu tarihten önce yerleşmiş Tahtacı Türkmen, Kızılkeçili, Kaşıkçı, İnceoğlan-Gaylan gibi aşiretler bulunmaktadır.
Cumhuriyet döneminde, 24 Nisan 1924 tarihli 491 sayılı Teşkilat-ı Esasiye Kanununa göre, Anadolu'daki sancaklar vilayet adını almış, İzmir Merkez Sancağı da İzmir Vilayeti haline getirilmiştir. Vilayete Bayındır, Bergama, Çeşme, Foça, Karaburun, Kemalpaşa, Kuşadası, Menemen, Ödemiş, Seferihisar, Tire ve Urla olmak üzere 12 ilçe, 28 bucak, 709 köy bağlanmıştır. Bergama 19.yüzyıldan beri sahip olduğu 7 nahiyesini aynen korumuştur. 1928 yılından sonra kazanın idari taksimatı tekrar değişmeye başlamış, Dikili Bergama'dan ayrılarak kaza olmuş, Çandarlı da Dikili'ye bağlanmıştır. 1940 yılında ise Kınık bucağı kaza olmuş ve bugünkü idari yapıya ulaşılmıştır. Bugün Bergama'nın, Merkez bucağı, Göçbeyli, Yukarıbey (Kozak), Dereköy, İsmailli, Zeytindağ olmak üzere 6 bucağı ve 116 köyü bulunmaktadır.7
7 Gözde Emekli; a.g.e., s.61.



Bergama'nın ana geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Tarım ürünlerinin çoğu İzmir'e satılmış, bazen de Avrupa'ya ihraç edilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımsal faaliyetlere yardımcı olmak, ek gelir sağlamak ve taşımacılıkta kullanmak amacıyla büyük baş hayvan beslenmiştir. Bergama'da büyük baş hayvan yetiştiriciliğinin yanı sıra sürü hayvancılığı da yapılmış, koyun yetiştiriciliği oldukça ilerlemiştir. Koyun sürüleri yörede önemli bir yere sahiptir ve Midilli ile Dağlıç Bergama yöresinin en önemli koyun cinsleridir. Yunt ve Kozak yaylasındaki dağlarda ise önemli sayılabilecek miktarda keçi bulunmaktadır. Ticari olarak satışlarının da yapıldığı Bergama'da hayvan yetiştiriciliğindeki amaç, aynı zamanda hayvansal ürünlerden de yararlanmaktır. Bu sebeple hayvanların etinden, sütünden ve yünlerinden de yararlanılmıştır. 1939 yılına ait bir kaynaktan Bergama'da yılda 95-120 bin kilo arası yapağı ve yün, 30-40 bin kilo arası keçi kılı tüketildiği ve bunların özellikle yöre dokumacılığında kullanıldığı öğrenilmektedir.8 Bergama'da hayvan yetiştiriciliğinin günümüzde de fazla değişmediği, hayvancılık faaliyetleri açısından en uygun ve en gelişmiş yöresini oluşturan Kozak ve çevresinde büyük baş hayvancılık faaliyetlerinin yaygın olduğu görülmektedir. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ise yaylalardan daha fazla yararlanmayı gerektirdiğinden yörede daha az yapılmaktadır.9

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder