13 Kasım 2011 Pazar

Dokuma Hızı ve Randıman Açısından Karşılaştırma


Halı dokuma tezgahları kamaş dokuma tezgahlarından oldukça farklı karakterdedirler. Gücü çerçevelerinin hareketi genellikle eksantrik sistemlerde sağlanmaktadır. Armür mekanizmasının kullanıldığı tezgah tipleri de bulunmakla beraber eksantrikli sistemin avantajları mevcuttur. Diğer taraftan tezgahların geniş oluşu ve atkı atımının zaman alışı nedeniyle de tezgahların dakikada yapabilecekleri devir adedi düşmektedir.

11 Kasım 2011 Cuma

Desen Kapasitesi


Desen Kapasitesi Yönünden Karşılaştırma Desen yapma yönünden çeşitli halı sistemleri ve tezgah konstrüksiyonları önemli farklılıklar ortaya koymaktadır. wilton tipi halılarda hem tel çubuklu hem de yüz yüze wilton sisteminde, deseni meydana getiren bir grup ilmek ipliğinden biri halı yüzeyine çıkarken diğerleri halı zemininde düz bir şekilde kalacaklarından çözgü yönündeki bir sırada kullanılabilen renk sayısı 3 ile sınırlıdır ve tezgahlar en iyi 3'ü üst, 3'ü alt halıda olmak üzere 6 renk kullanımında iyi performansı vermektedir. Günümüzde 8 renge kadar problemsiz çalışabilen tezgahlar geliştirilmiştir. Bununla beraber çözgü yönündeki bir başka sırada renklerden biri yerine daha önce kullanılmayan bir başka renk kullanarak desen renk kapasitesi artırılabilmektedir. ancak aynı çizgi üzerinde kullanılan renk sayısı yine belirli bir sayıyı geçmeyeceğinden halının kağıt üzerinde desenlendirilmesi sırasında bu renk sayıları dikkate alınarak yerleştirilebileceklerdir. Ayrıca jakar kullanıldığı için atkı yönünde de kullanılabilecek olan renk sayısı sınırlı olarak desen büyüklüğü jakar kapasitesine bağlı olacaktır. Jakar mekanizmasının kullanıldığı gripper tipi aksminster halısının sağladığı desen imkanları da wilton tipine benzemekle beraber önemli avantajlara sahiptir. Bu tip halıda çözgü yönündeki bir sırada kullanılabilecek olan renk sayısı petek adı verilen ve dikey yönde halı genişliğince yan yana dizilmiş olan taşıyıcılardan meydana gelen mekanizmanın kapasitesine bağlıdır. Bu kapasite 16 renge kadar çıkabilmektedir. Atkı yönünde kullanılabilecek olan renk sayısı ise sadece jakar kapasitesine bağlıdır. Bu sistemlere nazaran gerçek bir üstünlüğü bulunan ve hemen hemen sınırsız desen kapasitesi sağlayan sistem ise makaralı aksminster sistemi yada makaralı gripper aksminster sistemidir. Bu sistemde çözgü yönünde makara sayısı kadar değişik renk atkı yönünde ise istenirse her ilmek farklı bir renkte teşekkül ettirilebilir. Ayrıca jakar mekanizması olmadığı itibarla dizayn yapılması kolaydır.

9 Kasım 2011 Çarşamba

Makara ve Tüp Sistemiyle Aksminster Halı Oluşumu


 (Başer,1974) 3.3. Halı Yapım Sistemlerinin Karşılaştırılması Halılar çok değişik sistemlerde dokunmaktadırlar. Dokuma sistemine göre gerek halıların konstrüksiyonları, gerek tezgahların dizayn özellikleri, gerekse atkı ve çözgünün hazırlanması farklılıklar göstermektedir. Bunun sonucu olarak da halının görünüşü, niteliği ve dizayn imkanları farklı olmakta, gerek hammadde kullanımı, gerekse üretim hızlarından dolayı ortaya çıkan farklar ise üretim maliyetini etkilemektedir. 3.3.1. Konstrüksiyon Açısından Karşılaştırma Tel çubuklu wilton halılarında ilme genellikle üç atkı arasında meydana gelmekte ve ilmek üstteki iki atkı arasında sıkıştırılmaktadır. Desenli wilton halılarında kumaş yapısında renk sayısı kadar ilmek ipliği üst üste bulunmakta, bu durum ilmeklerin çıkmasına engel olmakla beraber halı yüzüne çıkmayıp, ölü hav ipliği olarak ifade edilen, kumaş içinde kalan ilmek uzunlukları hav ipliği kullanımım artırmaktadır. Yüz yüze çift kat olarak dokunan wilton halılarında her ilmeğe bir atkı, çift atkı yada üç atkı atılan yapılar mevcuttur. İlmekler tek atkılı sistemlerde yan yana gelen iki atkı arasında, çift atkılı sistemlerde ise yan yana yada alt alta gelen iki atkı çifti arasında sıkıştırılmaktadır. Dolgu ipliği çözgüler arasındaki boşluğu doldurmakla beraber dolgunun ana görevi kumaşa sertlik ve direnç vermektir. Desenli yüz yüze dokunan wilton halılarında tel çubuklu wilton halılarında olduğu gibi her ilmeğe genellikle üç atkı atılmaktadır. Yine halı yüzeyinde bulunan ilmekler zaman zaman kumaş içine girmekte, bu şekilde ilmek ipliği kullanımı artmaktadır. Ancak ilmek iplikleri iki halı arasında devamlı yer değiştirdikleri için tel çubuklu wilton halısına oranla bu halıda fazladan kullanılan iplik miktarı yarıya inmektedir. Aksminster halılarında kumaş konstrüksiyonu oldukça farklıdır. Gerek gripper gerekse makaralı sistemlerde her ilmeğe üç atkı atılmak suretiyle halı meydana gelmekte, ilmek ipliklerinden tam faydalanma mümkün olmaktadır. El halıcılığında olduğu gibi ilmek uzunluğu kadar uygun renkte iplik makine tarafından kesilerek ha¬lıya yerleştirilmektedir.
Makaralı sistemde kullanılan imperial konstrüksiyonunda ilmek dolgunun meydana
getirdiği yastık üzerinde hem atkı ile dolgu arasında, hem ilmeyi bağlayan çözgüler arasında, hem de yan yana bulunan iki atkı çifti arasında bir taraftan sıkıştırılmaktadır. Gripper sisteminde kullanılan korent kontrüksiyonunda ise atkı çiftlerinden alt alta gelen ikisi arasında kalan ilmek tam anlamıyla sağlamlaştırılmaktadır. İlmeğin sağlamlığı bakımından desenli halılarda problem çıkmamakla beraber hem sağlam hem de ilmek ipliği kullanımı en az olan aksminster halılarının konstrüksiyonu en uygun görünmektedir. Chenille aksminster halısının değişik konstrüksiyonu ise daha önce etraflıca anlatılmıştı. Bu halıda ilmekler sağlam bir şekilde halı yüzeyine bağlanmaktadırlar ve her ilmeğe iki atkı atılmaktadır. Konstrüksiyon yönünden incelenmesi gereken diğer iki nokta desenin halının arkasında görünmesi ve tanelerin halının yüzeyine yakın olup olmamalarıdır. Desenin halı arkasında görüldüğü konstrüksiyonlar yüzyüze wilton ile makaralı ve gripper aksminster halılarıdır. İlmeklerin halı temelinin üstüne çıktığı ve dolayısıyla ilmek boyundan tasarruf edilen konstrüksiyonlar ise chenille aksminster, brüksel, imperial ve korent tipi aksminster halı konstrüksiyonlarıdır. El halısına benzediği için desenin halı arkasında görülmesi tercih edilen bir özellik olmaktadır. Konstrüksiyon konusunda incelenecek diğer özellikler halının sertliği ve kalınlığıdır.

lmek ipliklerinin bir kısmının halı tabanında düz olarak yer aldığı wilton tipi halılar genellikle kalın ve serttir. Bu nedenle bu halılarda fazla kalın olmayan tek bir dolgu ipliği yeterlidir. Goblen halısında kumaş temeline sertlik vermek ve kalınlık sağlamak için üç kalın dolgu, chenille ve diğer aksminster halılarında ise oldukça kalın tek bir dolgu ipliği kullanılır. Makaralı aksminster ile gripper aksminster halıları karşılaştırılacak olursa, gripper tipi aksminster halısı daha serttir ve bu nedenle halı arkasının saklanması gerekmez (Başer, 1974). 3.3.2. Atkı ve Çözgünün Hazırlanması ile İlgili Karşılaştırma Çeşitli halı yapım sistemleri ve tezgah tipleri arasında gerek atkı gerekse çözgünün hazırlanması konusunda önemli farklar bulunmaktadır. Atkının hazırlanması ile ilgili olarak şu noktalar üzerinde durulmalıdır;

a) Atkının atkı masurası haline getirilmesi yada direkt bobinden alınarak kullanılması,
b) Atkı hazırlama işleminden ileri gelen hataların önlenmesi, Çözgünün hazırlanması ile ilgili olarak incelenecek noktalar ise şunlardır; a) Çözgü levent sayısı, b) Çözgü hazırlama işlemleri için harcanan zaman ve kullanılması gereken işgücü, c) Çözgü hazırlama ile ilgili hataları önleme kolaylığı, d) Çözgü hazırlama için gerekli makine değeri, e) Çözgü ha zırlama ile ilgili taşıma problemleri.

Atkının hazırlanması iki farklı şekilde olmaktadır. Atkı ya masura halinde sarılarak
mekik vasıtasıyla atılmakta yada direkt bobinden alınarak kanca aracılığıyla ağızlığa yerleştirilmektedir. Atkının direkt bobinden alınması daha kolay ve ekonomiktir. Atkı aktarma işlemi hem makineyi hem işgücünü gerektirdiği gibi sarma hataları ve mekik değiştirme isteminin yol açtığı zaman ve iplik kaybı önemli dezavantajlarıdır. Tel çubuklu wilton tezgahlarında hem kancalı hem de mekikli sistemler kullanılabilir. Günümüzde üretilen tüm tezgahlar kancalı sistemdir. Bu nedenle atkı atılması direk bobinden sağlanmakta ve atkı hazırlama maliyeti söz konusu olmamaktadır. Ancak Türkiye'de de halen mekikli sistemle üretim yapan tezgahlar olduğundan atkı hazırlamayı maliyet artırıcı bir etken olarak değerlendirilebiliriz. Chenille halısında ise mekik kullanılmakta, ayrıca ilmekler atkı yönünde teşekkül ettirildiğinden atkı olarak kumaşa yerleştirilen ilmeğin oldukça büyük özel bir mekikle ayrı olarak atılması ve daha sonra elle düzeltilerek dizayna uygun durumda halıya yerleştirilmesi gibi zahmetli bir işlem de gerekmektedir. Ayrıca Chenille halısının dokunması için «Gauze» tertibatı bulunan özel bir tezgahın da kullanılması gerekmektedir. Çözgü hazırlamaya gelince tezgahlar ve dokuma sistemleri arasında önemli farklar mevcuttur. Tel çubuklu wilton tezgahlarında zemin çözgü iplikleri aynı uzunlukta halıya girdiği için tek bir levende sarılabilir. Dolgu için de ayrı bîr levent vardır. Ancak çok geniş tezgahlarda tezgahın arkasında biri diğerinin üstünde olmak üzere dört levent bulunabilmektedir. Desenli halı dokuyan bir yüz yüze dokuma wilton sisteminde ise çift ağızlık bulunduğundan en az iki çözgü levendi gerekir. Bu tip tezgahlarda esneklik sağlamak için çözgü için iki altta iki üstte, dolgu içinde iki adet arkada olmak üzere toplam altı levent kullanılabilmesi için gerekli tertibat bulunmaktadır. Makaralı aksminster tezgahında çift ağızlık ve çift atkı atım sistemi bulunmakla beraber çözgü iplikleri hep ayni uzunlukta halıya girdikleri için bir çözgü levendi ve bir dolgu levendi yeterlidir. Buna karşın gripper aksminster sisteminde iki çözgü levendi bir dolgu levendi gerekmektedir, zira bir seri çözgü, ilmeler etrafından geçerken ikinci seri  Yalnızca temel kumaş dokusunu meydana getirdiğinden daha kısa bir yol izler. İlmek
 ipliklerinin hazırlanması çözgü hazırlamadan daha fazla zaman alan ve daha çok dikkat isteyen bir işlemdir. Jakar mekanizmasının kullanıldığı wilton ve gripper aksminster sistemlerinde ilmekler tezgah arkasında bulunan bir cağlığa yerleştirilmiş olan bobinlerden direkt olarak alınmaktadır. Bu nedenle ilmeğin hazırlanması sadece bobinlerin uygun biçimde dizilmesi ile, her ilmeğin tezgahın gerekli noktalarından geçirilmesinden ibarettir. Bununla beraber tahar oldukça zordur ve zaman alır. Buna karşılık goblen ve makaralı aksminster sistemlerinde ilmekler daha önceden halı desenindeki konumlarına göre dizilmekte, aksminster sisteminde ilmekleri makaralara sarmak için bir makine gerekmekte, goblen sisteminde ise hem çözgü hem de baskı işlemleri ortaya çıkmakta, baskı yapmak için ayrı bir makine kullanılması zorunlu olmaktadır.

7 Kasım 2011 Pazartesi

Yüz yüze Wilton Sistemi


Yüz yüze wilton halı dokuma sistemin de temel olarak çift kat kumaş dokuma tekniği kullanılır. Bu yöntemle halı oluşturulurken iki halı yüz yüze aynı anda dokunurken oluşan çift kat arasındaki ilmek yani hav yüzeyim oluşturan iplikler ortadan kesilerek iki ayrı halı elde edilir. Esas konumuz olması nedeniyle bölüm 5'de detaylı olarak ele alınmıştır. 3.2.2. Aksminster Tipi Halılar Bu halılarda el halılarında yapıldığı gibi, halı genişliğince yer alan bir sıra ilmek, tezgahın her bir devrinde halıya yerleştirilir. Bu nedenle elde edilen halı yapısı el halısına en yakın olup, aynı zamanda tasarım yani desenlendirme olanakları da geniştir (Watson,1955). İlmeklerin makine tarafından oluşturulduğu aksminster halılarında ilmekler, istenen renklerde, atkı ve çözgü yönünde birbirlerinden bağımsız olarak halı tabanına yerleştirilirler. Halı tabanı iki ince çözgü ipliği ve bir dolgu ipliği ile her ilmeğe karşılık olarak atılan üç çift atkı ipliği oluşturur. İlmek dolgu ipliğinin oluşturduğu taban üzerinden çözgülerden biri yada diğeri arasından halıya bağlandığından kolayca çıkmaz. Ancak asıl bağlanma üst üste atılan atkı çifti arasında olur. Atkı mekiksiz sistemle bir bobinden alınarak bir iğne yada şiş yardımıyla direk bobinden alınarak ağızlığa sokulduğundan zorunlu olarak atkı çiftleri halı tabanında yer alır. Şekil 3.16'da aksminster halılarında kullanılan değişik halı yapıları görülmektedir. Imperıal adıyla bilinen yapı genellikle makara ve tüp sistemi denilen yöntemle elde edilir. Kardax adıyla bilinen yapıda ise ilmekler kumaş tabanında bulunan dolgu ipliğinin altında bulunan bir çift atkının etrafında dolanarak halı arkasında da desen oluşturur. Bu yapı el halısına benzediğinden ilmekler temel kumaşa daha sık bağlanabilirler.

Makara ve tüp sitemiyle halı oluşturmada ilmek çözgüleri, önceden renk sıralarına göre ve her bir ilmek sırası için bir tane olmak üzere makara biçimli küçük leventlere sarılarak hazırlanırlar. İlmek ipliklerinin uçları tüplerden geçer ve bir zincir üzerinde hareket eden bu makaralardan çekilen ilmek iplikleri tüpün ve diğer ilmek oluşturma ardımıyla, şekilde görüldüğü gibi halı yapışma yerleştirilirler. Şekil 3.17'de makara ve tüp sistemiyle halı oluşumu görülmektedir.

5 Kasım 2011 Cumartesi

Goblen Tipi Halılar


 Goblen tipi halılar tel çubuklu wilton sistemiyle dokunurlar bu nedenle tel çubuklu wiltonun değişik bir uygulaması olarak gruplandırılabilir. Ancak bu sistemde değişik renkte ilmek iplikleri yerine tüm halı boyunca belirli bir desene göre baskı yoluyla renklendirilmiş olan tek bir ilmek dizisi kullanılır. Birbirlerinden değişik renkte olan bütün ilmek ipliklerine ayrı olarak baskı yapılır. Desen kapasitesi yüksek olduğundan istenilen sayıda renk kullanılabilmektedir. Bu sistemde bütün ilmekler aynı anda tel çubuklar üzerine çıktıklarından tek bir levent yeterli olmakta, jakar yerine eksantrikli ağızlık açma sistemi kullanılabilmektedir. Bu nedenle diğer sistemleri nazaran daha ekonomik bir dokuma sağlar zira iplikten en fazla oranda yararlanılır. Ölü hav ipliği yani zeminde yüzen iplik yoktur, hav çözgüleri sürekli bağlantı yaparak hav yüzeyini oluşturur. Ancak baskı yoluyla renklendirme boyamadan daha pahalı bir işlemdir. Diğer yandan desen çok net elde edilememekte, halı esnek ve dolgun olmamaktadır. Bu sistemde ilme ipliklerinin çözgü levendine sarılması çok dikkat isteyen bir işlemdir. Renkli iplikleri istenen düzende yan yana sarabilmek için özel yöntemler uygulanır. Şekil 3.15 'de goblen tipi halının kesit resmi görülmektedir (Başer,1998).

3 Kasım 2011 Perşembe

Makine Tipi Dokuma Halıları


 Makine halıları el halılarına benzer bir yapının halı dokuma makineleri vasıtasıyla yapıldığı dokulardır. Makine halılarında ilmeler düğüm biçiminde olmayıp, genellikle atkı iplikleri arasına sıkıştırılmış "U" veya "V" biçimindeki iplik parçalarıdır. Makine halılarında temel kumaşı sağlamlaştırmak ve halının yerde düzgün durmasını sağlamak için ayrıca jüt, keten, ve pamuk gibi dolgu iplikleri de kullanılır (Başer, 1998). Makine halıları kumaş yapısına ve ilmelerin elde .ediliş şekillerine göre gruplara ayrılır. Günümüzde en yaygın kullanılanı wilton tipi halılardır. Halıların dokunması için geliştirilen ilk mekanik sistem, halka ilmeli wilton veya brüksel wilton olarak da bilinen brüksel sistemidir. Daha sonraları bıçaklı teller geliştirilmiş ve bu sisteme kısaca wilton denilmiştir. 1940'larda geliştirilen yüz yüze dokuma sistemleri de ayrıca wilton halı dokumalarına dahil edilerek yüz yüze wilton halı dokuma tekniği olarak isimlendirilmiştir. Telli çubuklu wilton halılarında, kesikli (velür) veya kesiksiz (bukle) ilmeklilerde, düşük ilmek yüksekliğinde sık yapılar üretilebilmektedir. Yeni jakar sistemleri desenlerin çok hızlı değiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu özellikleri ile tel çubuklu wilton halılar, yün halı imalinde gayet iyi özellikler göstermektedir. Fakat tellerin ısınma problemleri yüzünden her lif ile çalışmakta zorluklar doğmakta¬dır, iki veya üç gibi az sayıda renkle çalışarak, yeni halılarda maliyetler düşürüle¬bilmektedir. Telli wilton halılar, diğer sistemlere göre düşük üretimli olup, sınırlı desen ve renk imkânına sahiptirler. Fakat değişik kesitte teller kullanarak çeşitli ilme görü¬nümleri elde edilebilir.
üz yüze dokuma sistemleri, dokuma makine halı üretimleri içinde mümkün olan en hızlı üretim hızına sahip sistemdir. Diğer halı sistemlerinden farklı olarak, yüz yüze dokuma sistemlerinin son yıllarda popülariteleri artmıştır. Aslında bu teknik çok yeni değildir, ilk defa 1798'de Belçika'da Jean-Bapliste Dans tarafından kullanılmıştır. Tekniğin temel prensipleri günümüze kadar pek değişmemiştir. Yüz yüze wilton ile kesiksiz-ilmekli halılar üretmek mümkün değildir; dolayısıyla, bukle ilmek görünüşlü halı üretememek gibi sınırlayıcı bir etken, bu sistemin en büyük dezavantajıdır. Ancak kalın atkılar kullanılarak bir tür bukle görünümlü halı olan sisal halıları yeni geliştirilen üç ağızlıklı tezgahlarda dokunabilir. Bunun ötesinde, bu sistemde değişik ilme yükseklik (multi-pile-height,) etkileri de verilememektedir; bu yüzden farklı görünümde halı elde edebilmek için sadece efekt iplikler kullanılabilir. Yüz yüze wilton sistemlerinde desen verme işlemi jakarla yapılmaktadır, ince yün iplikleri kullanarak karışık ve güzel desenler elde edilmektedir. Özellikle duvardan duvara halılarda ise kalın sthraygam iplikler kullanarak düz ve desenli tipte halılar üretilebilmektedir (Göktepe,1992). Aksminster dokuma sistemleri çok sayıda renk içeren desenli halıların üretilmesinde kullanılan en önemli üretim tekniğidir. Bu sistemler gerek geniş ende gerekse dar ende yün kilim, parça halı, geniş yer halılar üretiminde kullanılmaktadır. Aksminster tekniği ile düz halı üretimi yapılabilse de diğer halı üretim tekniklerine (tafting, yapıştırma veya wilton) göre düz aksminster halı üretimi tercih edilmez. Bu teknikle üretim yapan iki tip makine mevcuttur; gripper jakarlı tezgahlar ve spool-gripper tezgahlar. Eski spool aksminster tezgahlar sanayide halen kullanılmasına rağmen, düşük üretim hızlan yüzünden artık üretilmemektedir. Halı üretiminde, aksminster dokuma tezgahı kullanmanın avantajlı yönleri şunlardır; -Renk ve desen imkânının çokluğu, -İlmek ipliğinin verimli kullanması (hiç ölü ilmek veya gömülmüş, halka olmaması), -Çok çeşitli halı yapısının üretilebilmesi, -Karışık ilmek iplikleri kullanabilme imkânıyla, çok çeşitli desenin yanında renklerin de kullanımı
-Hah kalitelerinin çok hızlı değiştirilebilmesi, -Sağlam zemin örgüsü, -Yün ilmeğnin uygunluğu (kolay kesim). Gripper-jakarlı tezgahlar kasa dönüşlü üretim yapan fabrikalarda kullanılmaktadır. Gerek, jakar kartlarının değiştirilmesiyle, gerekse elektronik jakarlı sistemlerle desenler çok hızlı şekilde değiştirilmektedir ve camlıkta, desende kullanılan renk sayısından daha fazla renkte iplik değişimi de kısmen hızlı gerçekleşebilmektedir. Gripper aksminster dokuma ile minimum ilmek ipliği tüketimi ve kademeli bir yüzey elde edilebilir. Spool-gripper tezgahlar ise belli renk ve desenlerin uzun dönüşümlü üretimleri için uygundur. Spolları hazırlama maliyeti yüksek olmasına rağmen modern spool-gripper tezgahların üretim hızları gripper tezgahlardan daha yüksektir. Spool sisteminin desen imkânı sınırsızdır, bu da tercih edilme nedenleridir (Berkalp,1997). 3.2.1. Wilton Tipi Halılar Wilton tipi halılar iki değişik yöntemle elde edilirler. Bunlardan birincisi tel çubuklu sistem ikincisi ise çift kat yüzyüze dokuma tekniğidir (Watson,1955). 3.2.1.1. Tel Çubuklu Wilton Sistemi Bu sistemde hav yüzeyini oluşturacak ilmek çözgüleri ağızlık içine atkı ipliği gibi atılan tel çubuklar üzerinde bağlantı yaparlar. Bu tel çubukların kalınlığı çözgü yönündE
oluşturulan tel çubuklar ağızlık içinden hızla geri çekilirken uç kısımlarındaki kesici bıçak ilmeleri keserek hav yüzeyim oluşturur.  Halı uçlarının kesilmesiyle oluşan halılara "velür" 'de denilmektedir. Tel çubuklu sistemle üretilen makine halılarında hav çözgülerini kesmeden bırakarak veya bir kısmını kesip bir kısmını kesmeden bırakarak değişik hav yüzeyi oluşturmak da mümkündür. Uçları kesilmeden bırakılan hav yüzeyli halılara ise "bukle" tip halı denilir (Göktepe, 1992).  Şekil 3.9'da görüldüğü gibi tel çubuklar birer atkı gibi yan yana ilmek çözgülerinin oluşturduğu üstteki ağızlık içine atılmakta ve daha sonra sırayla geri çekilmektedir. Tel çubuklarla birlikte zemin çözgülerinin oluşturduğu alttaki ağızlığa ise kancalı sistemle atkı iplikleri atılmaktadır. Belli doku oluşumundan sonra tel çubuklar sırayla geri çekilerek halı yüzeyini oluştururlar. Tel çubukların uç kısmındaki bıçaklar tel çubuklar çekilirken ilmek ipliklerini keserek velür halı yüzeyi oluşturur. Bıçak bulunmayan tel çubuklar ise bukle yapılı halı oluşturur.

(1) Tel Çubuklu Wilton Halı Makineleri: Bu tip halı makinelerinde normal dokuma makinelerinden farklı olarak hav ilmeklerini yani halı yüzeyini oluşturacak çözgü iplikleri için çözgü makinesi çağlığına benzer şekilde cağlık bulunmaktadır. Bu cağlığa ilmek çözgülerini oluşturacak bobinler renk sırasına göre dizilirler. Dizilen bobinlerin iplik uçları frenleme işleminden sonra yönlendirici rehberlerden geçerek düzenli bir şekilde tezgahın ağızlık oluşum bölgesine gelirler. Burada hav yüzeyini oluşturacak bu iplikler jakar sisteminin gücü gözlerinden geçer, daha sonra taraktan geçerek halı doku oluşum bölgesine gelirler. Zemini yani tabanı oluşturacak çözgü iplikleri ise normal dokumada olduğu gibi levent veya leventlerden beslenir. Bu çözgüler ise yine normal dokumada olduğu gibi çerçevelerdeki gücülerden geçerler (Çelik,Tekin,Dilsiz,2001). Aşağıda şekil 3.10 ve 3.11'de Van De Wiele firmasının AWM51 marka tel çubuklu halı dokuma makinesinin yandan ve üstten resmi görülmektedir. Resmin sağ tarafında hav yüzeyini oluşturacak bobinlerin takıldığı cağlık, ortada zemin çözgülerini oluşturan leventler, sol tarafta ise dokuma bölgesi, jakar ve kumaş sarma levendi görülmektedir

Tel Çubuklu Wilton Halılarının Yapısı: Tel çubuklu sistemle hem bukle hem de velür tipi halı oluşturulabildiğini ifade etmiştik. Bukle tipi halı oluşumunda tel çubukların uç kısmındaki bıçaklar bulunmaz. İlmek iplikleri kesilmediğinden bukle tipi halı oluşur. Aşağıda bukle tipi bir halının resmi görülmektedir.   Şekil 3.13 de 1/2 V bağlantılı bir halı yüzeyi görülmektedir. Şekilde 4 renkli bir yapı görülmektedir. Her ilme ipliği l atkı ile bağlanmış ve zemin çözgüleri ise 2 atkı ile bağlanmıştır. Renkli ilmek çözgüleri arasındaki dikey oklar tel çubukları kesim noktalarını ifade etmektedir. Hav çözgüleri hav yapmadığı durumlarda halı zemininde gizlenerek halı tabanının daha kalın ve daha düzgün olmasını kolaylaştırmaktadır. Hav çözgülerinin hav yapmadığı, halı zemininde gizlendiği durumlar ölü hav olarak ifade edilmektedir.  Şekil 3.14'de ise yine 1/2 V bağlantılı 2 renkli bir yapı görülmektedir. Ancak bir bölümü kesilip velür yapı bir bölümü kesilmeyip bukle yapı oluşturulmuş bir tür fitil Oluşturulmuştur.

1 Kasım 2011 Salı

HEKİM DÜĞÜMÜ


3.1.1. Türk Düğümü Bu düğümde ipliğin bir ucu bir arışın (çözgü), diğer ucu ise bitişiğindeki arışın üzerine düğümlenir. Düğümlerin yönleri arış ve argaçların (atkı) durumuna göre değişir. Türk düğümüyle dokunan halılar daha sağlam özelliktedir. Düğümlerin özelliği sebebiyle geometrik ve köşeli desenlere elverişlidir. Şekil 3.3'de Türk düğüm yapısı görülmektedir.

3.1.2. İran Düğümü •
 Bu düğümde ipliğin bir ucu bir arışın etrafına sarılır, diğer ucu ise sarılmadan bitişik ansın üzerinden üste çıkarılır. Bu düğüm çeşidinde ipliklerin uçları yakın olduğundan daha yumuşak ve daha parlak olurlar. Düğümlerin bir ucu serbest olduğundan Türk düğümüne göre daha az sağlamdır. Şekil 3.4'de İran*düğüm yapısı görülmektedir

3.1.3. Tek Arış Üzerine Bağlanan Düğümler
 * Hav ipliği ansın üzerine bir defa düğümlenerek iplik uçları üste çıkarılır. Düğüm sıralarının dizilişi de farklıdır. Yani bir sırada düğümlenen arış diğerinde boş bırakılır. Şekil 3.5'de tek arış üzerine düğüm yapısı görülmektedir.

3.1.4. Hekim Düğümü Kaba dokunmuş halılarda kullanılır. Tek ilme kullanılarak elde edilirler. Şekil 3.6'da Hekim düğüm yapısı görülmektedir. Kolay atılabilen ancak ilmek mukavemeti az bir düğüm çeşididir.

30 Ekim 2011 Pazar

EL HALILARI


Halı dokuma normal kumaş dokusunun yüzeyinde ilme iplikleriyle zemin dokusunu kapatan hav yüzeyli dokulardır. İlme iplikleri el yardımıyla çözgüler etrafında bağlantı oluşturularak elde edilir. Hav yüzeyini oluşturacak bu iplikler daha sonra kirkit adı verilen alet yardımıyla dokuya sıkıştırılarak halı yüzeyi oluşturulur. El halı tezgahlan normal dokuma tezgahlarından farklıdır. Aşağıda basit bir halı tezgahının resmi görülmektedir. Bu tezgahlar dikey konumda olup çözgüyü gerdirme işlemi yan tahtalara bağlı alt ve üst levendin ters yönde hareketiyle sağlanır. Bu tezgahlarda çözgü tezgah üzerinde hazırlanır ve dokunan halı sarılmaz tezgah üzerinde döndürülerek tezgahın arka yüzüne arkaya doğru alınır. Şekil 3.2'de bir el halı tezgahının resmi görülmektedir. Bölgesel özelliklere göre tezgahlar bazı farklılıklar göstermektedir.

El halıcılığında genel olarak dört çeşit düğüm kullanılır (Aytaç, 1997). a) Türk düğümü (Gördes düğümü), b) İran (sine) düğümü, c) Tek arış üzerine düğüm,

28 Ekim 2011 Cuma

MAKİNA HALILARIN SINIFLANDIRILMASI


Türkiye'de geniş olarak kullanılan ve üretimi yapılmakta olan dokuma halıları hakkında bilgi vermeden önce halılar kabaca; -El yapısı halılar, -Makine yapısı halılar, olarak sınıflandırılabilir. Makine yapısı halılar ise üç temelde gruplandırılır (Berkalp,1997). 1. Halı üretim yöntemine göre; a) Dokuma, b) Tafting, c) İğneli-keçe (Nonwoven). 2. Yapılışına göre: a) Kesik ilmeli (düz-velür), b) Kesiksiz ilmeli (bukle tipi). 3. Kullanıldıkları yer veya koşullara göre: a) Hafif (yatak, misafir, otel odaları gibi), b) Orta (oturma odaları, hol ve koridorlar), c) Ağır (genel kullanıma açık yerler;ofîsler, kütüphaneler, oteller ve okullar vs.). Şekil 3.1'de halıların üretim yöntemine göre genel sınıflandırılması görülmektedir.

halısı tipidir. Dokuma tipindeki makine halıları iki ana başlıkta toplanabilir (Berkalp,1997); 1.Wilton a) Telli Wilton, b) Yüzyüze Wilton, -Tek ağızlıklı dokuma, -Çift ağızlıklı dokuma, -Üç ağızlıklı dokuma. 2. Aksminster a) Gripper Aksminster, b) Royal veya Spool Aksminster, c) Chenille Aksminster.

26 Ekim 2011 Çarşamba

GÜNÜMÜZ MİLAS HALILARI


 Günümüz halıları diye isimlendirdiğimiz,1950 yılından buyana dokunan Milas halıları bugün daha çok Karacahisar, Ören, Mezgit, Gürceğiz, Akçakaya, Bayırköy, Kırcağız, Dereköy, Kısırlar, Bahçeburun, Dörttepe köyleriyle, halk arasında Gereme köyleri diye alınan Bozaları, İkizköy, Pınarköy ve Türkevleri köyleri ile, bugün Bodrum sınırlarında kalan Karaova çevresi köyleri ve Pınarbelen dağ köylerinde dokunmaktadır.
Bugünkü Milas halılarında genellikle yün kullanılmaktadır.Yün her ailenin kendi beslediği  koyunlardan elde edilmektedir.
Milas’ta yaklaşık 1950 yıllarına kadar kök ve doğal boyalar kullanılmış bu tarihten sonra bunların içine sentetik boyalar katılmıştır. Bugün kök ve doğal boyalar ile sentetik boya karışımı renklerin yanında sadece sentetik boya kullananlar ve hatta boyanmış hazır fabrika ipliği tüketenler mevcuttur. Günümüz Milas halılarında halk arasında, “şeftali veya çilek kırmızısı, siyah, mor, kahverengi, sarı ve beyaz” isimleriyle alınan renkler hakimdir. Ancak son yıllarda ada geçen renklerin yanı sıra “bordo, yeşil, sarı, kiremit kırmızısı gri ceviz yeşili, palamut rengi ve kiraz rengi” dahil olmak üzere 26 renk kullanılmaktadır Çözgü ipleri genellikle bordo ve kırmızı renklidir.
Milas’ta halı dokuma tezgahına ıstar denir.
1950 yıllarına kadar ağaçtan yapılmış yarı yatık tezgahlar kullanılmıştır. günümüzde ahşap ve demirden yapılmış modern tezgahlar yaygındır. dokumada Türk düğüm tekniği kullanılmaktadır.
Milas halılarında 1950-60 yıllarında 10x10 cm’de 30x35, 26x33 ve 32x39 kalite hakimdi. 1967 yılı Türk Standartları Enstitüsü raporlarında da Milas halılarına yer verilmemiştir. Günümüz Milas halılarında ise 1950-60 yıllarında görülen halı kalitesi hakimdir. Hav yüksekliği ise 0,5-1 cm. arasındadır. Halk arasında ise kalite çözgü sayısına göre ölçülmekte, halıların büyüklük ve küçüklüğü çözgü sayısına göre değişmektedir. Bir Milas halısında, dıştan içe doğru halk arasında “çentik, doğru, küçük su, büyük su, mihrap, göbek ve eğme” isimleriyle anılan bölümler bulunur.

Milas halılarında en dıştaki, bir ters bir düz yerleştirilmiş üçgenlerle süslü, ince dar şeritlere “çentik”, bunun iki yanını kuşatan ve desenler arasında geçişi sağlayan beyaz renkli ince sulara “doğru”, ilk geniş suya “küçük su”, ikincisine “büyük su” adı verilir. Küçük su daha çok top çiçekler ve şaşırtmalı dizilmiş çiçeklerle süslüdür. Büyük su üzerinde “top çiçekler, kafa kafaya vermiş dört kelebeği andıran bitkisel desenler, lâle, karanfil desenleri, eli koynunda ve tarak motifleriyle” bezenir.
Günümüz Milas halıları tek veya çift yönlü mihraplıdır. Tek mihraplılarda mihrap ya merdiven halinde daralarak yükselir ve tepe noktasında eli belinde motifiyle son bulur ya da eşkenar dörtgen şekilli bir düzenleme gösterir. Mihrap tepeliği de yine eli belinde motifiyle biter.çift yönlü mihraplı örneklerde mihrap genellikle merdiven halinde daralarak yükselir. Mihrap içinde küçük bitkisel desenler, büyük bir göbek ya da, yan yana iki veya üç göbek yer alır. “Sandıklı Milas” denilen bazı örneklerde de göbek çeyiz sandığına benzetilir.
Milas halılarında göbeksiz örneklerde vardır. Bu halılarda küçük ve büyük su motifleri çok büyük tutulur. Mihrap yerinde kenar suları genişliğinde bir zemin yer alır. Bu bölümün içi de “eli koynunda” motifi küçük bitkisel desenler yan yana işlenmiş, küçük göbekler veya “kabuk” motifiyle bezenir.
Günümüz Milas halılarında genellikle seccade tipi yaygındır. Ancak desenleri ve dokundukları yerlere göre çeşitlilik gösterirler.
En ünlüleri ” Karaova  tipi - ada Milas, ada Milas piçi, Bozalan tipi Milas, Karacahisar tipi, gemici suyu, elikoynunda, taraklı, kabuksuz, cıngıllı Cafer, sandıklı ada kızı, yılanlı Milas, kösele, çentik, paracık, ince boncuk, köpek izi, Ladik Milas ve yörük Milas” halılarıdır.
Yöredeki yaşlılar ve dokuyucuların ifadesine göre 1877-78 Osmanlı-Rus harbi sonrasında adalar yoluyla Kırımdan gelen ve Karaova’ya yerleşen göçmenler burada halı dokumaya başlamışlardır. Yine halkın ifadesine göre, “Rodos Adası’ndan sürgün gelen bir Türk,Karaova’da bir halı dokuyucusundan”, İçinde keklik izi, çiçekler, deniz, deniz hayvanları ve ada motifi bulunan bir halı dokumasını istemiş “bundan sonra Karaova’da dokunan veya içine yukarıda sayılan desenler bulunan her halıya “Ada Milas Halısı” adı verilmiştir. Daha geç dönemde, bu halılar şekil olarak bozulmuş, zemin tek göbekte süslü bir hale getirilmiş, bu halılara da günümüzde “Ada Milas Piçi” denilmektedir.
“Bozalan tipi Milas Halıları “ şema açısından Karaova halılarına benzer halı zemininde kenar suları büyüklüğünde bir zemin yer alır. Dikdörtgen şekilli zemin merdiven halinde daralarak yükselen veya tepede eşkenar dörtgen şekilli bir mihrap halini alan mihrap motifi ile doldurulur. Zeminde ise, çiçeklerden oluşan küçük bir göbek bulunur.
  “Karacahisar tipi Milas halıları” denilen örnekler Karaova ve Bozalan halılarına benzer,” Karacahisar göbeklisi”diye bilinen örnekleri ise lacivert zemin üzerine büyük bir göbekle süslüdür.
“Elikoynunda motifi “Milas halıları bölge için değişik bir desene sahiptir. Bazen sadece kenar suyunda, bazen de halı zemininde bir veya iki kuşak halinde süsleme yer alır. Sırt sırta vermiş iki kuş veya insanı andıran motif şaşırtmalı çiçek desenleri arasına işlenir. Halkın ifadesine göre bu desen “Türklerin Rodos-Girit adasında esir gibi getirilişlerini “simgelemektedir.
 “Taraklı Milas Halıları” genellikle seccade tipindedir. Kenar motifleri, ugün dokuyucular arasında “tarak” diye anılan, elibelinde motifleriyle süslüdür. Diğer desenleri Bozalan ve Karacahisar halılarına benzer.
Halk arasında, ilk kez Cafer isimli birisi tarafından geliştirildiği için “cıngıllı cafer” diye anılan halılar şekil bakımından Bozalan halılarına benzer zeminde, tepeliğine hayat ağcı motifi bulunan bir mihrap yer alır. Mihrap içi küçük göbekler ve çiçeklerle süslenir.
Milas halı zemininde yılan motifi bulunan örneklere “Yılanlı Milas” adı verilmektedir.
Milas halıları XVII. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış ve gelişimini günümüze kadar devam ettirmiştir. XVI. Yüzyılda ortaya çıkan Osmanlı Saray Halıları’nın geleneğini Batı Anadolu Bölgesi’nde sürdüren önemli merkezlerden birisidir.
XIX. yüzyıl Milas halıları, bir yandan bölgeye gelen göçmenlerin, bir taraftan da Batı Anadolu’da faaliyet gösteren İngilizlere ait “şark Halıları İmalatçılar Şirketi”nin tesiriyle geleneksel modellerinin yanı sıra yeni desenler kazanmıştır.
XX. yüzyıl Milas halıları kendinden önceki dönemlerin gelenekselliğini sürdürmüştür. XIX. yüzyılın getirdiği model değişikliği sayesinde oldukça fazla desen kazanmıştır. Günümüzde tanınan modellerin çoğunluğu o dönemlerden kalmadır.
Yakın zamanlara kadar genç kızların çeyiz eşyası olarak dokudukları ve her genç kızın en az dört tane dokumak zorunda olduğu Milas halıları günümüzde daha çok ticari amaçlı dokunmaktadır.
Milas’ta halıcılığın gelişmesi açısından 1970 yıllarında birkaç köyde açılan kurs dışında herhangi bir faaliyet mevcut değildir. Yakın zamanların bu ünlü halı merkezi kalite açısından günümüzde de gerek Batı Anadolu’nun gerekse tüm Anadolu’nun önemli merkezlerinden biridir. Bugünkü Anadolu halıları arasında iyi bir yere sahiptir. Ayrıca, yurt ekonomisine katkısı büyüktür. Dileğimiz bu ünlü yörenin gelenekselliğini yitirmeden devam ettirmesidir.

24 Ekim 2011 Pazartesi

Milas Halılarının Renk, Desen Ve Kompozisyon Özellikleri


Milas, Anadolu'nun güney batısında yer alan Sodra Dağı eteklerine yerleşmiş, Muğla vilayetine bağlı önemli ilçelerden biridir.
Menteşeoğullarının ilk zamanlarında beyliğe başkentlik yaptığı için şehir bu devreye ait Türk mimarî tarihinin değerli yapılarıyla bezenmiştir. 14. yüzyılda ünlü gezgin İbni Batuta Milas'tan geçerken bu eski kültür merkezinden övgüyle bahseder. Zengin akarsuları, verimli arazisi, bağ ve bahçeleri ile mamur bir şehir ve Anadolu'nun en güzel köşelerinden biri olduğu üzerinde durur.
Milas ve köyleri Türkmen boylarının eski yerleşim bölgelerinden biri olarak bilinir. Burası örf ve adetleri, giyim tarzları ile Türkmen kimliğini korumuştur. Şüphesiz bu bölgede kendine has karakteristik vasıfları ve üslûbu ile ilgimizi çeken halılar dokunmuştur.
Milas halı üslûbunun 18. yüzyıl ortalarında mı yoksa 19. yüzyıl başlarında mı ortaya çıktığı veya daha erken devirlerde mi dokunduğu kesin olarak bilinmemektedir. Elimizdeki Milas Halıları, Türk ve İslâm Eserleri Müzesi'nin deposu ile Vakıflar Müzesi'nde teşhirde bulunan 18. yüzyıl sonu 19. yüzyıl başına ait hah örneklerinden ibarettir. Maalesef müzecilik fikri ve özellikle halılarımızı müzelerimizde sergileme düşüncesi yetmiş yıl öncesine dayandığı için en müstesna halı şaheserlerimiz dışarıya akıp gitmiştir. Bugün de Anadolu'nun çeşitli köşelerinde bazı camilerimizde kalmış tek tuk halı şaheserlerimiz de göz göre göre dışarıya akıp gitmektedir.
Milas bölgesinin karakteristik özelliğini en iyi şekilde aksettiren, halı türleri içinde dört deği­şik halı grubu dikkatimizi çeker. İlk ve en önemli grubun temsilcisi olarak Türk ve İslâm Eserleri Müzesi'nin deposunda bulunan sanat şaheseri üzerinde durarak konuya girmek istiyo­rum.
XVIII. yüzyılda dokunduğu tahmin edilen bu halının zemin kompozisyonu beş tane kolonun yan yana sıralamasından oluşmaktadır. Kolonların zemin rengi farklıdır. Zeminde kırmızı, beyaz, yeşil ve lacivert renkler kullanılmıştır. Her bir kolonun içindeki nakışlar aynıdır. Bugün yörede halen bu nakısa "Gemli Su" veya "Gemici Suyu" denir.
Bu desenler yan yana sıralanmış, aralarına da stilize edilmiş küçük motifler yerleştirilmiştir. Kolon­ları, kontur çizgisi gibi ayıran ve etrafını saran şeritlerin içindeki motife Milas'ın Karacahisar. Bozalan, Türkevleri köylerinde "Alaca Boncuk" denir. Halı zemininin dışını çevreleyen üçgen şeklindeki motiflere de yörede "Çentik" adı verilir.
Halının başlangıç kısmında kahverengi zemin içine yerleştirilmiş bitkisel motiflerin sıralandığı ince bir bordur yer alır. Bordürün dışı ise bu yörede yine "Ala Boncuk" denilen ince ve dar şeritlerle çevrelenmiştir.
30x40 kalitesindeki halının eni 110 cm, boyu da 158 Çin'dir. Halının renkleri tamamen doğal boyalardan yapılmış olup, zeminde lacivert, kırınızı, beyaz, yeşil ve sarı kullanılmıştır. Bordur zemini ise kahverengidir.
XVIII. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen, II. grupta anlatılacak olan halı, Milas'ın daha çok Bozalan ve Karaçalı işar Köylerinde dokunan Ada Milas halılarının güzel" bir örneğidir. Bu halı bugün Vakıflar Müzesi'nde koruma altındadır. Üç küçük kenar bordur ile bir tane büyük bordürün olduğu halıda, zemini oluşturan kısım bordürlerin tamamından daha küçüktür. Geniş kenar bordürü üzerindeki gemici motifi yöresel bir özellik taşır. Bu motif kırınızı ve sarı rengin hakim olduğu zemin üzerine yerleştirilmiştir. Halının başlangıcındaki ince kenar suyunda görülen yaprak motiflerine, yörenin tabiri ile "Heybe Yanışı" denir.
Ana zemini kırmızı olan halının ortasında iki tam bir tane de yarım bırakılmış rozetler vardır. Zemin üzerinde olan stilize edilmiş bitkisel ve geometrik desenler de, simetri olmayan bir üslûpta zemine yerleştirilmiştir.
Lacivert zeminli ince bordur içinde yer alan yöresel özellik taşıyan "Kara Dizme" olarak bilinen bitkisel motifler ile, hemen yanında ana zemini, çevreleyen kırmızı renkli bordur üzerinde stilize edilmiş çiçekli dalların sıralandığı görülür.
24x40 kalitesinde dokunan halının ebatları 110x170 cm'dir. Sıcak ve soğuk renkler ahenkli bir biçimde kullanıldığı için çok güzel bir denge unsuru sağlanmıştır. Hâkim renk kırmızıdır.
III. grupta yer alan halı, Ada Milasların nadir rastlanan örneklerindendir. 18. yüzyılın son devrelerinde yapıldığı sanılan hah Vakıflar Müzesi'n­de bulunmaktadır. Başlangıcında dar bir kenar bordur ile halının ana zemininden daha büyük bir alanı kaplayan iki tane de geniş bordürü vardır. Geniş bordürler her iki tarafını saran ince ve dar şeritler ile çevrelenmiştir. Büyük bordürlerin ikisinde de aynı motifler tekrar edilmiştir.
II. büyük bordür'ün dışındaki iki dar şerit ara­sında yer alan sarı zemindeki motife özellikle Bodrum'un Etrim ve Karanlık Köylerinde "Sekiz Dalga" denilmektedir.
Kırmızı renkteki ana zeminin içinde yer alan üst üste dizilmiş beş tane koç boynuzu motifi vardır. En üstte "Hayat Ağacı" nakısı ortada ise "Küpeli" adı verilen bereketi temsil eden nakış kullanılmıştır.
Ana zeminin içindeki kenarlara yapılmış küçük nakışlara ise yörede "Bakla Çiçeği" denir.
Bu halıda ağırlıklı renk kırmızıdır. San, lacivert, mor ve beyaz renklerin yanında konturlarında siyah kullanılmıştır.
IV. grupta incelenecek olan halı klasik desen­deki tipik bir Milas Halısıdır. Bu halı, geleneksel motif, renk ve kompozisyon özelliklerini bozmadan günümüze kadar taşımıştır.
19. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılan halı Türk ve İslâm Eserleri Müzesi'ndedir. 30x40 kalitesin­deki halının ölçüleri 123x150 cm'dir. Bu halı klâsik tipteki diğer halılardan daha farklıdır.
Halının başlangıç kısmında iki tane ince su, hemen yanında etrafı ince şeritler ile çevrilmiş büyük bir bordu" vardır. Üçgen şeklinde olan ince şeritlerin içinde yer alan motife yörede ve özellikle Milas'ın Türkevleri Köyü'nde "Çentik" ya da "Testere" denir. Şeritlerin her iki yanında bulunan nakısa "Ala Boncuk" adı verilir.
Büyük bordur farklı üslûptaki geometrik motiflerin bir araya gelerek gruplaşmasıyla oluşmuş­tur. Bu gruba "Anahtarlı Su" veya "El Turunç" denir.
Halının zemin kısmı boğumlu mihraplıdır. Bu bölgede sık rastlanan tipik bir Milas seccade örne­ğidir. Boğumlu kısmın üstü baklava şeklindedir.
Boğum yerlerinde üçgen şeklinde karşılıklı geomet­rik motifler vardır. Bunlara hamaylı denir. Mihrabın üst kısmı geometrik motiflerle dolgulanmıştır. Mihrap zemini içinde karşılıklı yerleştirilmiş beyaz renkli baklava şeklindeki nakışlara "Sakarcık" denir. Mihrap içinin kenarlarındaki motiflere "Bakla Çiçeği" ortadaki motife ise "Kandilli Göl" adı verilir.
Bu halıda kahverengi, lacivert, kırmızı, san ve beyaz renkler kullanılmıştır. Konturları siyahla belirtilmiştir. Halıda hakim renk kahveren­gidir. Bu halılar, Türk ve İslâm sanatının en güzel örneklerindendir. Milas ve çevresinde bu örneklerle karşılaşmak mümkündür. Bunların halen dokunuyor olması, yörenin çeyiz geleneğinin sürdürüldüğünün en güzel kanıtıdır.
18. yüzyılda dokunduğu tahmin edilen klâsik Milas halılarının renk skalası şöyledir; açık san, deve tüyü, şeftali kırmızısı, mercan kırmızısı, mor, açık ve koyu kahverengi, açık yeşil, beyaz, çivit mavisi, lacivert ve siyah.
Bu renklerin bir çoğu çeşitli bitkilerden elde edilebilir.
Milas'ın Bozalan, Karacahisar, Bodrum'un da Çömlekçi Köyü'nde doğal boyacılık geleneği halen devam etmektedir. Fakat bu geleneği sürdüren birkaç kişi dışında pek fazla yapabilen de kalmamıştır. Bodrum'un Çömlekçi Köyü'nde çeşitli bitkilerden elde edilen renklerin bazıları şunlardır: Badem dalı ve hayat yaprağından fıstık yeşili, palamut yaprağı ile pürenden sarı, palamut yaprağı ve ceviz kabuğundan kahverengi, enginar yaprağından yeşil, sarı ot denilen bitkiden sarı, kök boyanın değişik malzemelerle yapılmasından da farklı renklerde kırmızı elde edilir.
Günümüz Milas Halılarının çözgü, atkı ve ilmelik tipi yündür. Bugün daha çok fabrika ipi kullanılmaktadır. Elde eğrilmiş doğal boya ile boyan­mış iplerden yapılmış halılara da rastlamak mümkündür.
Milas ve çevre köylerinde halk arasında doku­ma tezgahına "Istar", çözgüye "Kastel", atkıya "Melike", kirkite "Tokmak" ya da "Isran", gücüye "Kücü", çile halindeki iplerin bir kaçına "Galep" ya da "Tiyet", iplerin sarıldığı alete "Dönen" denir.
Dokunacak halının kalitesini ve boyutlarını çözgü sayısı belirler. Halının ortaya çıkması da çözgünün hazırlanması ile başlar. Çözgünün hazırlanması üç kişinin yardımı ile olur. İki kişi, çözgü iplerini başlarına zincir atarak bağlarken diğeri çözgü aparatının etrafında dolaşarak telleri açar. Başları bağlandıktan ve çözme işi bittikten sonra iki tane demir çubuk çözgülerin arasından geçirilir. İki kişi çözgüyü karşılıklı olarak gerginleştirir. Üçüncü kişi de çözgü iplerine vurarak karışmış olan kısımları düzeltir. Çözgü yavaş yavaş satılarak leventlere geçirilir. Çubuk demirin bir tanesi üst leventte bulunan yuvasına takılarak sabitleştirilir. Çözgü, üst levente sarılarak leventlere geçirilir. Daha sonra alt levente sarılan çözgü iplerinin gerginlikleri ayarlana­rak düzeltilir. Çözgü ipleri iki taraftan da gerdirilir. Gerdirme işleminden sonra gücü ağacı yerine takılarak gücüleme işlemine geçilir. Çözgünün arka tellen (çözgü) çapraz çözüldü ise ön telleri sağ taraf­tan olmak üzere gücülenmeye başlanır. Tezgah üzerindeki işlemler bittikten sonra dokuma­ya geçilir.
Milas'ın bir çok köyünde halı dokuma sanatı hâlâ devam etmektedir. Ne var ki antik değerdeki eski halılar artık görülmemekte eski üslûptaki halı kompozisyonları ile bezenmiş halı örneklerine maalesef artık rastlanılmamaktadır. Milas Halıcılığım ve hatta onun komşusu Megri Halıcılığını kurtarmak ve yeniden eski değerini kazandırmak için Muğla Üniversitesi'ne bağlı Milas Meslek Yüksekokulu'nda Halıcılık Bölümü açılmıştır.

22 Ekim 2011 Cumartesi

Halının Kırkım İşlemleri


Kırkım Niçin Yapılır?: Halı dokunurken meydana gelen makas hatalarını gidermek, yün ipinin büküntüsünü bulup deseni daha düzgün bir şekilde göstermek için kırkım yapılır. Kırkımdan sonra havlı kısımlarda elyaf dökülmesi olmaz.
Kırkım haneye, kırkım için getirilen halılardan ilk önce kılavuz bir halı seçilir ve yere serilir. Diğer halılarda bu halının üzerine yayılır ve birbirine saçaklarında seyrek olarak bağlanırlar.
Kırkım makinesinde ki silindirik helezon bıçağı dönüş istikametine göre, halının yatımı ayarlanır.  Kırkıma ilk önce kılavuz halı verilir.  Kılavuz halıda, herhangi bir istenmeyen durum yoksa, diğer halılarda kırkım için makineye vermeye devam edilir. Makineden geçen halıların cinsine göre kırkımların yapılabilmesi için makinede ayarlama yapılır. Kırpılan halılar, diğer taraftan rulo halinde sarılarak istif edilir.
Halı  kırkımı  esnasında,  halının  son ve  baş  tarafından  15 cm. kadarı kırkılmadan bırakılır.  Bunun  sebebi  ise,   bıçağın  saçaklara kapılma  ihtimalidir. Makinede kırkılmayan kısımlar ve kenarlardaki havların düzeltilmesi, daha sonra ayarsız düz kırkım makası ile kırkılarak kırpılır. Bu işlem düz kırkım makası ile yapılabildiği gibi, motorlu seyyar kırkım makinesi ile de yapılabilir.
Makinede ki kırkımdan sonra, halı üzerinde kalan kısımların kırkılması, halı kenarı boyunca taşan havların düzeltilmesi, temizlik makası ile çözgü ve atkı uçlarının temizlenmesi gibi işlemler yapılır.
Kırkım işleminden sonra, halı bünyesinde tamir olacak bir hal varsa o halının  tamir ve bakımı yapılması gerekir.

20 Ekim 2011 Perşembe

Halı Yıkama


Halk arasında "Halı yıkanmaz" diye yaygın ve yanlış bir kanaat varsa da, aksine halının yıkanması lazımdır. Çünkü; halının dokunması esnasında meydana gelen abraj hatalarının, yırtıkların açığa çıkması, renklerin canlılık kazanması ve halı üzerinde bulunan her türlü kirden arındırılarak temiz hale gelmesi için yıkanması gerekir
Yıkamadaki   İşlemler :
Halının arka yüzeyi yukarı gelecek şekilde yıkama yapılacak yere serilir. Halının arka yüzeyindeki kıllar, atkı fışkırıkları, pürüzler alev püskürten pürmüz aletiyle yakılarak temiz bir hale getirilir. Yakma işleminden sonra, halı süpürgesi ile Pislikler temizlenir. Halının arka yüzeyine temiz su salınarak, halıdan ne derecede boya çıkıp çıkmadığına bakılır.
Renklerin boya salış durumuna göre havuzlarda hazırlanmış deterjanlı su verilir. Verilen bu deterjanlı su temizleme fırçası ile ileri geri fırçalanarak temizleme işi yapılır.
Deterjan ağartıcı bir madde olduğundan dolayı, yünün ip hale getirilme işlemleri sırasında verilen bor yağı, böylelikle deterjan sayesinde çıkarılmış olur.
Yıkama esansında yukarıda yapılan işlemlerden sonra, halı havlı yüzeyi yukarı gelecek şekilde serilir. Yalnız, halının başlangıç kısmının su hortumu yönünde olacak şekilde serilmesine dikkat edilmelidir. Bundan sonra halının bütün yüzeyi aynı ölçüde ıslatılır. Boya salış durumuna göre, halının havlı (ön) yüzüne deterjan sulandırılmadan serpilir. Halının arka yüzeyinde kullanacağımız fırça yardımıyla, deterjan eriyecek şekilde havlı yüzeyine yedirilir. Az bir deterjan verip, el fırçasıyla fırçalamak suretiyle saçakların kiri çözdürülür.
Bu işlemden sonra 15 dakika beklenir. Kir kabardıktan sonra, halının alt kısmına su verilir. Verilen bu su halının üstüne çıkar. Gelberi yardımıyla halının havlı yüzeyindeki deterjan temizlenir.
Halının havlı yüzeyindeki suyu giderdikten sonra, saçak kısmına "Klor ve kireç kaymağı" sulandırılmış olarak verilir. Klor ve kireç kaymağı bomesine (sertlik derecesine) göre sulandırılır. Sulandırma üç litre su, bir litre klor şeklinde olmalıdır.
Yıkama, 200 litrelik su bidonuna üç litre sülfürik asit verilerek iyice karıştırılır ve karışım halının bütün yüzeyine tamamen ıslatacak şekilde uygulanır. Bu uygulamadan sonra 15 dakika beklenir.
Bütün bu işlemler bittikten sonra, halı üzerine gelberi aletiyle ileri geri hareket ettirilerek temiz su ile halı üzerinde kimyasal madde kalmayıncaya kadar temizlemeye devam edilir.
Halı su ile temizlendikten sonra, ya silindir sıkma aletinden geçirilerek suyu sıkılır, ya da rulo yapılıp dik olarak suyunun akması için en az 4 saat beklenir. Son işlem olarak serilir ve kurutulur. Hava şartlan kurutmaya elverişli değilse, özellikle halı kurutmak için tesis edilen kurutma odalarında kurutulur. Halının yıkama ve kurutma işlemleri tamamlandıktan sonra, halı kırkım işlemine tabi tutulur.

18 Ekim 2011 Salı

Halı Boyama Şekli


Doğal boyalar Anadolu'nun bir çok bölgesinde halen kullanılmaktadır. Son yıllarda Türkiye'de üretilen el sanatı ürünlerinde kullanılan boyaların,doğal boya olmasına önem verilmektedir.
Türkiye'de kullanılan doğal boyaların liflere uygulanmasında çeşitli şekiller vardır. Boyama türü olarak ele aldığımızda, boyar maddenin liflere doğrudan tatbiki veya mordanlı boyama olarak tanımlanabilir. Boyama işleminde bir teknik olarak da tap boyayı örnek gösterebiliriz. Doğrudan  bu  boyama  tekniğinde   kullanılan  boyar maddeler  liflere doğrudan etki ederler.
Sözgelimi, Ceviz kabuğunun ve yaprağının içerdiği juglon, yünü doğrudan,hiçbir kimyasal etki olmaksızın boyar. Bu olay, yün ve boyar maddenin sulu çözeltide zaman ve sıcaklık etkisiyle birleşmesidir. Bu boyama tekniğinde kullanılacak olan boyalar madde eğer bazik gruplar içeriyorsa, bunlar protein liflerinin bazik grubu ile reaksiyona girerler. Sonuçta boyar madde elyafla kimyasal bağlar oluşturarak bağlanır.
Bu tür boyamada kullanılan doğal boyar maddelerin başında ceviz çelmektedir. Aspir, haraciva, kekik, kızılağaç (kabukları), kökboya, mazı, palamut meşesi (yaprak ve kabuk), sakız ağacı gibi bitkilerde doğrudan boyamada kullanılır.
Doğal boyaların büyük bir çoğunluğu, yalnız başlarına lifleri boyayamazlar. Boyar maddelerin liflerle kimyasal bağlar oluşturabilmesi için yardımcı maddeler ihtiyaç vardır. Bu tür maddelere "mordan" adı verilmektedir. Mordan yün lifleri ile boyar madde arasındaki kimyasal bağların oluşmasını sağlar. Asit özellikli boyar maddeler için bazik esaslı mordanlama bazik özellikli boyar maddeler için asit esaslı mordanlama gerekmektedir.
Mordanlamanın uygulamasına göre, boyama teknikleri üç grupta toplanır.
Bunlardan birincisinde boyama gerçekleştirilmeden önce boyanacak olan yün lifleri mordanlanır, daha sonrada boyama işlemi gerçekleşir.
Mordanalnacak olan yün öncelikle iyice ıslatılır. Diğer bir yerde mordan olarak kullanılacak olan madde su içerisinde çözündürülür. Kazan içerisine konan "Bordan ısıtılır. Üzerine yünler eklenerek mordanlama gerçekleştirilir. Kazana kaynama işlemi en az bir saat sonra gerçekleşecek şekilde ısı verilmelidir. Ayrıca karıştırılarak homojen bir mordanlama gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
Mordanlanmamış olan yünler soğutulmaya alınır. Bir gün önceden ıslatılmış boyarmadde bitkileri ile aynı kazana konularak kaynatılır. Isı hafif şiddetli  olmalı ve kaynama yavaş şekilde gerçekleşmelidir. Boyarmadde ile kaynatılan yünler en az bir gece boyalı su içerisinde bırakılmalı daha sonra kazandan çıkarılmalıdır.[1] Kazandan çıkarılan yün şileleri iyice yıkandıktan sonra kurutulmalıdır.
Mordanlı boyamanın bir başka yolu, mordan ve boyarmaddeyi aynı anda yüne uygulamaktır. Öncelikle mordan maddesi kazan içerisinde çözelti haline getirilir. Boyarmadde daha sonra yün çileleri karışım içerisine konulur. Mordan, boyarmadde ve yün aynı anda kaynatılır. Yavaş ateşte kaynatılan yünler soğutulur ve yıkanır.
Mordanlı boyamada üçüncü yol ise, mordanlama boyama işleminden sonra gerçekleştirilir. Islatılan yün çileleri boyarmadde ile birlikte kazana yerleştirilir. Yavaş ateşte kaynatılan yünler, boyama işleminden sonra mordanlamaya tabi tutulur. Boyanmış olan yünler daha sonra mordan maddesi ile birlikte bir daha kaynatılır, soğutulur ve yıkanır.
Küp boyama gerektiren boyar maddeler oldukları gibi kullanıldıklarında lifleri    boyama    yeteneğine  sahip  olmayan,  ancak  indirgenmiş  durumda  kullanıldıklarında lifler üzerinde saptanabilen boyarmaddelerdir.
Küp boyarmaddeler suda çözünmezler. Bu boyarmaddelerin lifler üzerinde sabitleşebilmeleri için suda çözülebilir duruma getirilmeleri gerekir. Bu işlem, boyarmaddelerin bir çözelti içerisinde indirgenmesi yoluyla olur. Sözgelimi, İndigobir küp boyarmaddedir. Fermantasyon yoluyla hazırlanan indigo için geleneksel olarak “çömlek boyası" terimi kullanılmaktadır. Fermantasyona uğratılan indigo indirgenerek çözünür duruma gelir ve sarı bir renk verir. Daha sonra bu sarı renk içerisine  yün lifleri batırılır. Bu sırada çözütnmeyen indigo, elyafa tutunarak maviye boyar.
Yıkama :
Halk arasında "Halı yıkanmaz" diye yaygın ve yanlış bir kanaat varsa da, aksine halının yıkanması lazımdır. Çünkü; halının dokunması esnasında meydana gelen abraj hatalarının, yırtıkların açığa çıkması, renklerin canlılık kazanması ve halı üzerinde bulunan her türlü kirden arındırılarak temiz hale gelmesi için yıkanması gerekir

16 Ekim 2011 Pazar

Milas Halılarının Motif Ve Renk Özellikleri


Milas halılarının motifleri XVIII. yy. ortalarından başlayarak çeşitli yöre halılarının etkisinde kalmıştır. İlk etki Gördes seccadelerinden gelmiş XIX yy.'a değin sürmüştür. Bu özellikle su ve eğme motiflerinde belirgindir. Bunu XIX yy.'da Bergama ve Mucur halılarının etkisi izler. Bu dönemde, halının motif bölümü daralır, bordur genişler. Hemen hemen aynı süreçten geçen Gereme ve Karacahisar halıları, daha çok dokumalarıyla ayrılır. Gereme halıları seyrek, Karacahisar halılarıysa sık düğümlüdür.   Gereme halıları   seccade  olarak  da  anılmaktadır.  
Çeşitli  etkilerin görülmesine karşın Milas halıları, geniş bordürleri, atkı ve çözgü ipliklerinin yün oluşu, kilim motiflerini andıran stilize hayvan ve bitki motifleri, göbeği çevreleyen iki dikdörtgen ve sık rastlanan mat al, sarı, sarı-yeşil, turuncu ve canlı mavi renkleri vb.  özellikleriyle  tanınmıştır. Karacahisar  halılarında  bu  özellikler  daha  önce görülmüşse de XIX yy.'da belirginleşmiştir. Zeminde koyu şeftali kırmızısı,   bordürlerde sarı ve yeşil hakimdir. En belirgin özelliği bordur zemininde görülen parlak sarı renklerdir. 1896'da köyde atölye kurulması ve pazara yönelik üretimin başlamasıyla halıların niteliğinde önemli değişiklikler olmuştur. Milas'ta başlayan bu gelişme, öbür ilçelerde de etkisini göstermiştir. Kök boyaların yerini yapay boyalar, fonda kullanılan çeşitli renklerin yerini ise al (kırmızı) almıştır. Sadece al’ın kullanıldığı fon, giderek Karacahisar halılarının başlıca özelliği olmuştur.  
1954'te  120 tezgahın çalıştığı köyde,  yalnız birkaç  ev kök boya ve  doğal  renkler kullanmaktaydı. Gereme’de   geleneksel   gereçlere  bağlı   kalınmış,  daha çok kök   boyalar kullanılmıştır. Ayrıca,  mihrap,  geometrik  motifler, sarının  çok kullanılması ve seccade tipinde olmaları, Gereme   ve   köylerinde  dokunan  halıların  başlıca özellikleridir. Gereme köylerinden Bozaları başta olmak üzere, İkizköy, Yeniköy, Pınar ve Türkevleri'nde  "ehram",  "alaca"  gibi  adlar  alan  battaniyeler  de dokunmaktadır.


Milas Halılarının Teknik Özellikleri :
KALİTESİ                                                                :           26*40
l dm 'DEKİ ÇÖZGÜ                                                   :           26
l dm 'DEKİ ATKT                                                      :           40
dm² 'DEKİ İLME SAYISI                                           :           1,040
DÜĞÜM TARZI                                                        :           TÜRK (ÇİFT)
İLME İPLİĞİ                                                            :           (YÜN) NUMARASI 2,5/2
ÇÖZGÜ İPLİĞİ YÜN NUMARASI PAMK.NE.             :           4/3 YÜN
ATKI İPLİĞİ YÜN NM. ALT ATKI (Kalın)                   :           4/2 YÜN
ATKI İPLİĞİ PAMUK NE. ÜST ATKI (İnce)                 :           4/2 YÜN
HAV YÜKSEKLİĞİ                                                     :             7-8
MALZEME SARPİYATI                                               :         
İLME                                                                         :           3.800
ÇÖZGÜ                                                                     :           0.800
ATKI                                                                         :           0.800