2 Eylül 2011 Cuma

Tasarım ve Halı Tasarımı


Tasarım kelimesi, Türkçeye "dizayn" olarak yerleşmiş İngilizcedeki "design" kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Latinceden gelen Design kelimesinin sözlük anlamı, bir plan ya da eskizi yapmak üzere zihinde canlandırmak; biçim vermek ya da üretilmek üzere zihinde canlandırılan bir plan ya da bir şeydir. Dizayn kelimesi Türkçede, tasarı, tasarım veya tasarlama gibi sözcüklerle karşılanmakla birlikte anlam olarak daha fazlasını içermektedir. Ayrıca dizayn, bir çizim veya model olarak akılda tutulan ya da ortaya konulan geliştirilmiş bir plan veya tasarı da olabilir. Dizayn, bir fikri sanat yönünden veya sistem yönünden ifade etmek ya da o fikri somut olarak boyutlandırabilecek şekilde ifade etmektir. Latince karşıladığı kavramlar arasına tasarlama, planlama, eskizler yapma, biçimlendirme ve kurgulama gibi değişik anlamlar da girdiğinden, dizayn kelimesini

            içerik bakımından tanımlamak daha güçleşmektedir. Tasarlama, genelde insanın hazır olarak bulduğu doğa varlığına, insanın kendi manevi varlığını katması demektir. Platona göre ise; sanatçının ve el işçisinin ortaya koyduğu ürünler, ister plastik ürünler, ister edebiyat ürünleri, ister el becerisine dayalı ürünler ve isterse endüstri ürünleri olsunlar, duyuların hakim olduğu bir dünyaya duygu ve düşüncelerin aktarılmasıyla meydana gelirler. İnsanın duygu ve düşüncelerini maddi bir varlığa, taşa, toprağa, sese, boyaya aktarmasıyla meydana gelen, ancak doğa dünyasında var olmayan tüm sanat ve zanaat yapıtları tasarlanmış ürünlerdir.
Bütün bu karmaşık yapısına rağmen Türkçe karşılığıyla tasarım; önce düşüncede var olan bir tasavvurdur. Bu tasavvur biçim (form) verme dinamiği içermekte ve bu oluşum süreci içinde biçim kazanmış bir düşünce olarak somutlaşmaktadır. Buna göre, her tasarım olgusunda bir düşünce ve tasarımlanmış bir nesne bulunmaktadır. Tasarım, kendini bilgi, etik, estetik, teknik kategoriler içinde gösterebilir. Etik değerlere göre tasarımlanmış bir obje, tasarımsal, ama aynı zamanda bireysel bir varlıktır.44

Tasarlama, manevi varlıkla, manevi varlığa karşıt olan madde dünyası arasında meydana gelen özgün bir olaydır. Bu olayda insan, maddeye manevi varlığını, duygu, düşünce ve hayal gücünü katarak, maddeyi manevileştirmektedir. Böyle bir manevileştirme, biçim (form) verme anlamına gelmektedir. Estetik olan bir şeyi, bu bir sanat yapıtı olabilir, bir endüstri ürünü olabilir, estetik yapan niteliklerin başında biçim gelmektedir. Biçim her şeyden önce, biçimle ilgi kuran bir kişinin onu algılamasıyla ilgilidir. Bir ürüne biçim vermek, bir sanat yapıtında olduğu gibi biçim elemanlarıyla gerçekleştirilmektedir. Bu biçim elemanları, o ürüne özgü form, formun uygulandığı malzeme ve ürünün rengidir.

Biçim elemanlarıyla görünüm kazanmış olan ürün bir düzeni göstermektedir. Bu ürünün düzeni, biçim elemanları ve onların düzen nitelikleriyle belirlenmekte ve bunun sonucu olarak da biçim kolayca kavranmaktadır. Biçim elemanlarının uygun bir sentezinden meydana gelen düzen, bir takım genel ilkelere dayanmaktadır. Bunlar; Yatay ve dikey ilgiler çerçevesi, simetri ve ritm'dir.
Biçim malzeme ile şekillendirilmek zorundadır ve kullanılan malzeme formunun da bir fonksiyonu ve amacı vardır. Biçimi, sadece kullanılan malzemenin fiziksel yapısı belirlemez. Malzemeyi işlerken kullanılan alet ve makineler, insanın işe karışma derecesi, üretimin genel, sosyal ve ekonomik şartları gibi sınırları da içene alan işçilik ve üretilen eserin fonksiyonu da önemli bir faktördür.
Halı, tezgah adı verilen düzenekte, çeşitli aletlerle ve üç farklı iplik (çözgü, atkı, düğüm iplikleri) sistemiyle el emeği yoğun üretilen bir ürün olarak tanımlanabilir. Bu ürüne halı özelliğini kazandıran düğüm ipliklerinin oluşturduğu havlı yüzeydir ve bu özelliğinden dolayı halı, diğer dokuma türlerinden ayrılmaktadır. Bu ürünler genellikle mekan için kullanıldığı gibi, geleneksel yaşamda, seccade, heybe, yastık, minder, yük çuvalı v.b. gibi günlük kullanım eşyası da olmuştur.

Halının genel yapısını, halının iskeleti de diyebileceğimiz, çözgü ve atkı iplikleri oluşturmaktadır. Halı dokumada kullanılan düğüm iplikleri ise değişik renklerde olup bu renkli ipliklerin yüzeyde kullanılış biçimi bir tasarımı ifade etmektedir. Burada, kullanılan hammaddenin özelliği, halıda bırakılan hav yüksekliği, renkler ve halıyı dokuyan kişinin ustalık derecesi gibi faktörler, halının tasarım açısından algılanmasını sağlayan faktörler olarak sayılabilir.

19. yüzyıla gelinceye kadar Anadolu'da üretilen halılarda daha çok geleneğe dayalı gelişen bir tasarım anlayışının hakim olduğu görülmektedir. Ancak, saray için üretilen ürünlerin desenlerinin belirli bir tasarım anlayışıyla saray nakkaşhanesinde47 çalışan nakkaşlar tarafından hazırlandığı ve buna göre üretildikleri bilinmektedir. Bunun dışında halkın kendi ürettiği ürünlerde tasarım, gelenek ve göreneklere göre şekillenirdi. Kullanılan motifler ve bunların kullanıldığı bölümler örnek halı, ya da örneklik halı denilen bir halıda bulunur, yeni yapılacak halılar bu halılara ya da önceden dokunmuş başka bir halıya bakarak dokunurdu. Kareli kağıt üzerine çizilmiş halı desenleri ilk defa 19. yüzyılın sonlarından itibaren Batı Anadolu'da İngilizlerin halı dokutmaya başlamasıyla birlikte görülmektedir. Dolayısıyla bu döneme kadar kağıt üzerinde tasarım halk arasında bilinmemiş ve kullanılmamıştır.
"Kareli kağıtların kullanılmaya başlanmasıyla birlikte halıların genellikle /4'ü veya Vi'si tasarlanmıştır. Tasarım daha sonra rahat kullanılabilmesi için kartonlar üzerine yapıştırılmış ve dokuyuculara verilmiştir. Dokuyucu ise halının tamamını'lük veya Vi'lik tasarıma bakarak tamamlamaktadır. Halı kağıdının kullanımıyla
birlikte   halılar,   bütünde   mükemmel   simetride   tasarlanmış,   köşeleri özenli

düşünülmüş dokumalar olarak karşımıza çıkmaktadır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder